Connect with us

ELEKTRİK

Enerjisa Enerji’den Girişimcilere Açık Çağrı: NAR ve İVME Programları Başvurulara Açıldı


Türkiye’nin lider elektrik dağıtım, perakende satış ve müşteri çözümleri şirketi Enerjisa Enerji, inovasyonu teşvik eden Kurum İçi Girişimcilik Programı NAR’ın 11. dönem ve Açık İnovasyon Programı İVME’nin 5. dönem başvurularını tüm girişimcilere açtı. Çalışanların girişimci ruhunu ortaya çıkarmak, yenilikçi fikirleri haya geçirmek ve girişim ekosistemini güçlendirmek için tasarlanan bu programlar hem şirket içindeki projelerin gelişmesine hem de startupların ölçeklenmesine destek oluyor. Enerji sektöründe geleceği şekillendirecek girişimlerin bir parçası olmak isteyen herkes, 7 Mart 2025 gününe kadar başvuruda bulunabilir.

Teknoloji odağında geliştirdiği yenilikler ile müşterilerinin memnuniyetini ön planda tutan Türkiye’nin lider elektrik dağıtım, perakende satış ve müşteri çözümleri şirketi Enerjisa Enerji, inovasyonu teşvik eden girişimcilik programlarıyla sektörde dönüşümü desteklemeye devam ediyor. Kurum İçi Girişimcilik Programı NAR’ın 11’inci dönem ve Açık İnovasyon Programı İVME’nin 5’inci dönem başvuruları başladı. Enerji sektöründe sürdürülebilir büyümeyi desteklemek ve inovatif çözümleri teşvik etmek amacıyla hayata geçirilen bu programlar, çalışanların girişimci ruhunu ortaya çıkarmaktan startupların ölçeklenmesini sağlamaya kadar geniş bir kapsam sunuyor.

NAR programı ile çalışanlardan yenilikçi çözümler

2015 yılında başlatılan NAR Kurum İçi Girişimcilik Programı, Enerjisa çalışanlarının yenilikçi fikirlerini destekleyerek iç girişimciliği teşvik etmeye devam ediyor. Program kapsamında bugüne kadar yatırıma değer 11 fikir desteklenmiş olup, bunlardan biri olan MIOTE, sektörde fark yaratan başarılı bir spin-off olarak konumlandı. NAR Programı, çalışanların fikir sahibi olmanın ötesine geçerek bu fikirleri hayata geçirebilecek girişimciler haline gelmelerini sağlıyor. Süreçleri iyileştiren, kaynak verimliliğini artıran ve enerji sektörüne değer katabilecek projeler önceliklendirilerek çalışanlar, inovatif iş modelleri geliştirmeye teşvik ediliyor.

İVME programı ile girişimcilere açık inovasyon desteği

İVME Açık İnovasyon Programı, enerji sektörüne yönelik yenilikçi çözümler geliştiren girişimlere destek sağlayarak, ürün ve hizmetlerin ticarileşmesini ve ölçeklenmesini amaçlıyor. Şimdiye kadar 30 startup ile iş birliği yapılarak bu girişimlerin ürün test süreçlerine finansal destek sağlandı. Bu program, girişimcilere yalnızca finansman sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda Enerjisa’nın geniş müşteri ağı ve sektör deneyimi ile startupları buluşturarak onların büyüme yolculuklarını hızlandırıyor. İVME süreci kapsamında birçok girişimin ürünleri test edilirken, projelendirme ve ölçeklenme aşamalarında da destek sunuluyor.

 

“Enerjinin geleceğinde rol almak isteyen tüm girişimcileri programlarımıza davet ediyoruz’’

Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, inovasyonun enerji sektöründeki dönüşüm sürecinde kritik bir rol oynadığını vurgulayarak şunları söyledi: “Bu programlar kapsamında birçok yenilikçi fikrin geliştirilmesine destek verdik. Ar-Ge ve inovasyon süreçlerine sağladığımız katkıyla, geleceğin enerji çözümlerini birlikte şekillendiriyoruz. Bugüne kadar girişimlerin projelendirilmesine destek olurken, enerji sektörünün ihtiyaçlarına uygun çözümler üreten girişimlerin finansmana erişimini de kolaylaştırdık. Ayrıca, yerli girişimlerin uluslararası pazarlara açılmasını teşvik eden adımlar attık. Enerji sektöründe dönüşümü hızlandırmak ve sürdürülebilir inovasyonu desteklemek için çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

Çalışan buluşlarına patent başvuruları yapıldı

Enerjisa Enerji, yalnızca girişimcileri değil, aynı zamanda çalışanlarını da inovasyon süreçlerine dahil ediyor. Geçtiğimiz yıl hayata geçirilen Çalışan Buluşları Programı kapsamında 3 patent başvurusu gerçekleştirildi. Bu girişim, çalışanların sektöre yön verecek projeler geliştirmesini teşvik ederken, şirketin inovasyon kapasitesini artırmayı da hedefliyor.

Geleceğin enerji çözümlerini şekillendirmek için başvurular başladı

Enerjisa Enerji, inovasyon odaklı projeler geliştiren tüm girişimcileri ve şirket çalışanlarını NAR ve İVME programlarına başvurmaya davet ediyor. Enerji sektöründe dönüşümün bir parçası olmak isteyen herkes, 7 Mart 2025 gününe kadar başvuruda bulunabilir.

Detaylı bilgi ve başvuru için:

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ELEKTRİK

VAHŞİ SULAMA VE KAÇAK ELEKTRİK VURGUNU


Türkiye’de tarımın can damarı olan su, yanlış yöntemlerle kullanıldığında sadece toprağı değil, cebimizi de kurutuyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu gibi tarımın yoğun olduğu bölgelerde yaygın olarak görülen “vahşi sulama” yöntemleri ve bu yöntemlere eşlik eden kaçak elektrik kullanımı, her bir vatandaşın elektrik faturasına gizli bir yük olarak yansıyor. Bu makale, milyonlarca liralık enerji israfının perde arkasını ve bunun ulusal ekonomiye verdiği derin zararları gözler önüne seriyor.

I. Sadece Su Değil, Elektrik İsraf Ediyoruz: Vahşi Sulamanın Gizli Maliyeti

Vahşi sulama, diğer adıyla salma sulama, tarlaya kontrolsüzce su salmak esasına dayanır. Çiftçiler, nehirlerden, barajlardan veya yeraltı kuyularından suyu devasa pompalarla çeker ve arazinin üzerine bırakır. Bu yöntem, “ne kadar çok su, o kadar iyi ürün” yanılgısından beslenir. Ancak gerçekler çok farklıdır:

  1. Gereksiz Yere Pompalanan Su: Modern sulama sistemleri (damla, yağmurlama) bitkinin ihtiyacı kadar suyu, doğru zamanda ve doğru yere ulaştırırken, vahşi sulamada suyun büyük bir kısmı, bitkiye ulaşamadan buharlaşır, toprağın derinliklerine sızar ya da yüzeyden akıp gider. Bu, basitçe, gereksiz yere pompalanan her litre su için harcanan enerjinin çöpe gitmesi demektir.

  2. Verimsiz Pompalar ve Uzun Çalışma Süreleri: Vahşi sulama yapan çiftçiler, genellikle eski teknolojiye sahip, enerji verimliliği düşük pompalar kullanır. Bu pompalar, daha modern sistemlere göre aynı miktarda suyu çok daha fazla enerji harcayarak çeker. Ayrıca, kontrolsüz su dağıtımı nedeniyle pompaların çok daha uzun süreler çalıştırılması gerekir. Sonuç: Enerji maliyeti katlanarak artar.

  3. Yeraltı Sularının Çekilmesindeki Aşırı Enerji: Yeraltı su seviyelerinin her geçen yıl metrelerce düşmesi, suyu yüzeye çıkarmak için pompaların daha derinlerden, daha büyük bir güçle çekim yapmasını gerektirir. Bu da doğrudan daha fazla elektrik tüketimi ve dolayısıyla daha yüksek enerji maliyeti anlamına gelir. Suyun derinlerden çekilmesi, birim metreküp su başına düşen enerji maliyetini astronomik seviyelere çıkarır.

Bu israf, sadece çiftçinin cebinden çıkan bir maliyet olmaktan öte, ulusal enerji bütçemizin üzerindeki devasa bir yüktür.

II. Kaçak Elektrik: Milli Servetin Büyük Soygunu ve Vatandaşın Sırtındaki Yük

Vahşi sulamanın enerji israfı, özellikle kaçak elektrik kullanımının yaygın olduğu bölgelerde gerçek bir “ekonomik vurguna” dönüşüyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ne yazık ki bu acı tablonun en net görüldüğü yerlerden biridir.

  1. Kayıp-Kaçak Bedeli: Herkesin Ödediği Gizli Fatura: Kaçak elektrik, adından da anlaşılacağı gibi, kaydı tutulmayan ve bedeli ödenmeyen elektriktir. Ancak bu elektriğin maliyeti ortadan kaybolmaz; elektrik dağıtım şirketleri, bu açığı “kayıp-kaçak bedeli” adı altında yasal faturalara yansıtır. Yani, faturasını düzenli ödeyen her sanayici, her esnaf ve her hane halkı, kaçak elektrik kullananların israfının bedelini üstlenmek zorunda kalır. Bu, sizin elektrik faturanızdaki “Dağıtım Bedeli” gibi kalemlerin içinde gizlenmiş, aslında hiç tüketmediğiniz bir maliyettir.

  2. Şebeke Zararları ve Kamu Kaybı: Yaz aylarında, özellikle sulama sezonunda, yüz binlerce kaçak elektrikle çalışan pompa aynı anda devreye girer. Bu durum, elektrik şebekesinde ani ve kontrolsüz bir yük artışına neden olur. Şebekenin bu ani talebi karşılamak için zorlanması, voltaj düşmelerine, kesintilere ve trafo arızalarına yol açar. Bu arızaların onarımı, şebeke altyapısının güçlendirilmesi için yapılan yatırımlar, yine kamu kaynaklarından veya faturalı abonelerden karşılanır. Kısacası, kaçak kullanım, elektrik altyapısının çürümesine ve kamunun zarara uğramasına neden olur.

  3. Ülke Ekonomisine Darbe: Kaçak elektrik kullanımı, yalnızca bireysel faturaları şişirmekle kalmaz, aynı zamanda milli ekonomiye de ağır bir darbe vurur. Devletin kaçak kullanım nedeniyle milyarlarca liralık vergi ve enerji geliri kaybı yaşanır. Bu, sağlık, eğitim, ulaşım gibi alanlara aktarılması gereken kaynakların israf edildiği anlamına gelir. Enerji fiyatlarının suni olarak yüksek kalmasına neden olan bu durum, sanayicinin üretim maliyetini artırır, ülkemizin uluslararası rekabet gücünü zayıflatır ve enflasyonu tetikler.

Sonuç: Milli Bir Seferberlik Çağrısı

Vahşi sulama ve kaçak elektrik, Türkiye’nin su ve enerji kaynaklarını tüketen, toprağımızı verimsizleştiren ve en önemlisi her bir vatandaşın cebinden haksız yere para çalan devasa bir sorundur. Dicle Elektrik tarafından alınan bilgilere göre bu, sadece çiftçiyi veya enerji dağıtım şirketlerini ilgilendiren lokal bir problem değil, ulusal bir güvenlik ve ekonomik beka meselesidir.

Bu sarmaldan kurtulmak için acilen:

  • Modern Sulama Sistemlerine Geçişin Hızlandırılması: Devlet destekli, cazip kredi ve hibe olanaklarıyla çiftçilerin damla ve yağmurlama gibi verimli sulama yöntemlerine geçişi teşvik edilmelidir.

  • Kaçak Elektrikle Mücadele: Uzaktan izleme sistemleri, akıllı sayaçlar ve etkin denetimlerle kaçak elektrik kullanımının önüne geçilmelidir.

  • Farkındalık ve Eğitim: Çiftçilere, vahşi sulamanın uzun vadeli zararları ve modern sulamanın faydaları konusunda kapsamlı eğitimler verilmelidir.

Aksi takdirde, tarlalarımıza kontrolsüzce akıttığımız su, aslında cebimizden kaçak yollarla akıp giden milyarlarca liralık enerjiye dönüşmeye devam edecektir. Bu sessiz soygunu durdurmak, hepimizin ortak sorumluluğudur.

Yazan: Oktay ERGİNOĞLU – Enerji Ekonomisi Birimi

Continue Reading

ELEKTRİK

ARAŞTIRMA RAPORU: SU GÜVENLİĞİ VE EKONOMİK İNTİHAR


VAHŞİ SULAMA TEHDİDİ: GÜNEYDOĞU’DA YERALTI SU KAYNAKLARININ ÇÖKÜŞÜ VE ENERJİ KAÇAĞININ ULUSAL MALİYETİ

Güvenlik Paradigmasında Su ve Enerji

Güneydoğu Anadolu Bölgesi (G.A.B.), Türkiye’nin tarımsal üretim üssü olmasına rağmen, geleneksel ve kontrolsüz vahşi sulama yöntemleri, bölgeyi geri dönüşü zor bir su ve enerji krizine sürüklemektedir. Bu durum, sadece bir çevresel sorun değil, aynı zamanda bölgesel kalkınmayı baltalayan ve ulusal güvenlik stratejilerini tehdit eden bir ekonomik ve sosyal güvenlik meselesidir.

I. YERALTI SU KAYNAKLARINDAKİ ÇÖKÜŞ: BİR SU GÜVENLİĞİ MESELESİ

Vahşi sulama, yüzey sularında yüksek kayıplara yol açarken, esas tehdidi fosil yeraltı sularının (yenilenme hızı çok düşük olan eski rezervler) üzerinde oluşturmaktadır.

1. Aşırı Çekim ve Tükenme Hızı

Kontrolsüz salma sulamada, çiftçiler genellikle düşük verimli ancak anlık su ihtiyacını karşılayan güçlü pompalarla yer altından aşırı su çekimi yapmaktadır.

  • Hidrojeolojik Dengesizlik: Bölgede yeraltı sularının yıllık beslenme (yenilenme) miktarı, tarımsal sulama için çekilen su miktarına (debi) göre çok daha düşüktür. Bu sürekli negatif hidrolojik bütçe, yeraltı suyu seviyelerinin her yıl metrelerce düşmesine yol açmaktadır.

  • Obruk Oluşumu ve Yer Altı Yapısının Bozulması: Özellikle Konya Kapalı Havzası’nda çarpıcı şekilde görüldüğü gibi, yeraltı suyunun aşırı çekilmesi, toprağın altındaki karstik yapıların ve boşlukların taşıyıcı gücünü kaybetmesine neden olur. Bu durum, yüzeyde ani ve büyük çaplı çöküntüler olan obrukların oluşumunu tetikler. G.A.B.’de henüz yaygın olmasa da, bu jeolojik tehlike, aşırı su çekiminin birincil göstergesidir ve uzun vadede arazi kullanım güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye atar.

  • Kirlilik Riski: Yeraltı suyu seviyesinin düşmesi, yüzeyden sızan tarımsal ilaçların ve gübrelerin (özellikle nitrat) yeraltı suyuna karışma süresini kısaltır ve kirlilik yükünü artırır, bu da içme suyu rezervleri için ciddi bir tehdit oluşturur.

2. Stratejik Su Rezervlerinin Kaybı

Fosil su rezervlerinin tükenmesi, Türkiye’nin gelecekteki kuraklık senaryolarına karşı elindeki stratejik su tamponunu kaybetmesi anlamına gelir. Su kaynakları açısından kritik olan bu durum, ulusal gıda arz güvenliğini ve bölgesel istikrarı doğrudan tehdit eden bir güvenlik meselesidir.

II. ENERJİ İSRAFI VE KAÇAK KULLANIMI

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin elektrik dağıtım kurumu olan Dicle Elektrik verilerine de bakıldığında  Vahşi sulama, sadece suyu değil, suyu tarlaya ulaştırmak için harcanan elektrik enerjisini de hunharca tüketmektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki yüksek kaçak elektrik oranı, bu israfı katlanarak ulusal bir ekonomik krize dönüştürmektedir.

1. Kaçak Kullanımın Enerji Dengelerine Etkisi

Güneydoğu’da elektrik dağıtım kurumu Dicle Elektrik tarımsal sulama amacıyla kullanılan elektriğin büyük bir kısmı, şebeke dışı kaçak yollarla sağlanmakta olduğunu açıklıyor. Kayıp kaçakla mücadelede milyonlarda dolar harcanıyor. Bu da ekonomik olarak sadece elektriğin ve suyun değil milli ekonomimizin zararını açıklıyor.

  • Aşırı Talep ve Şebeke Gerilimi: Kaçak kullanılan elektrik, herhangi bir resmi denetim ve tarife sistemine tabi olmadığından, çiftçileri suyu ve dolayısıyla enerjiyi israf etmeye teşvik eder. Sulama sezonunda, yüz binlerce kaçak pompanın aynı anda çalışmasıyla oluşan kontrolsüz ve yüksek ani talep (Peak Load), bölge ve ulusal elektrik şebekesinde büyük bir gerilim düşüşüne ve dengesizliğe neden olur.

  • Gizli Maliyet: Bu dengesizliği gidermek ve sistemi stabil tutmak için Dağıtım Şirketleri ve TEİAŞ, pahalı hızlı tepki ünitelerini (genellikle yüksek maliyetli doğalgaz santralleri) devreye sokmak zorunda kalır. Bu durum, enerji üretim maliyetini (Milli Enerji Faturası) aşırı yükseltir.

2. Ekonomik Hasarın Vatandaşa Yansıması

Kaçak elektrik kullanımının maliyeti, kamu bütçesi ve dürüst aboneler aracılığıyla tüm ülke vatandaşlarına yüklenmektedir.

  • Kayıp-Kaçak Bedeli: Yasal olarak faturalı elektrik tüketicileri (ev, sanayi, ticari işletmeler), dağıtım bölgesindeki yüksek kayıp-kaçak elektrik oranının maliyetini kendi faturaları üzerinden ödemektedir. Bu, vatandaşın ödediği ortalama elektrik fiyatının (Tarife) yükselmesine ve hane halkı bütçesinden haksız bir çıkışa neden olmaktadır.

  • Bölgesel Kalkınma Engeli: Enerji dağıtım şirketlerinin, tahsil edemedikleri devasa kaçak bedelleri nedeniyle yatırım yapma kapasiteleri kısıtlanmaktadır. Bu durum, bölgedeki elektrik altyapısının modernizasyonunu (akıllı şebeke, kayıp önleyici sistemler) yavaşlatarak, sanayicinin ve yasal tarımcının kaliteli ve kesintisiz enerjiye erişimini engellemektedir.

  • Haksız Rekabet: Kaçak elektrikle sulama yapan çiftçi, üretim maliyetini düşürdüğü için, faturasını ödeyen ve sulamada modern teknoloji kullanan dürüst çiftçiye karşı haksız bir rekabet avantajı sağlamaktadır. Bu durum, bölge ekonomisinde uzun vadede adaletsizlik ve çarpıklık yaratmaktadır.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki vahşi sulama, yeraltı sularının tükenmesiyle birlikte ulusal su güvenliğini tehdit ederken, kaçak elektrikle birleşen enerji israfı da milli ekonomik istikrarı derinden sarsmaktadır.

  1. Teknolojik Dönüşüm: Bölgede açık kanal ve vahşi sulama yerine, Basınçlı Sulama Sistemlerine (Damla/Yağmurlama) geçişin sübvansiyonlar ve kredilerle hızlandırılması bir zorunluluktur.

  2. Enerji Denetimi: Tarımsal sulamada kullanılan pompalara akıllı sayaç ve uzaktan izleme sistemleri entegre edilerek kaçak kullanımın ve verimsizliğin anlık takibi sağlanmalıdır. Bu konuda bölgede yaşayan ve tarımı yapan vatandaşların geleceklerini korumaları adına ilgili kamu kurumlarıyla el ele vermeleri gerekmektedir.

  3. Yerinde Enerji Üretimi: Sulama ihtiyacının karşılanması için çiftlik bazında Güneş Enerjisi Santralleri (GES) sistemleri teşvik edilmeli, böylece elektrik şebekesine bağımlılık ve kaçak kullanım motivasyonu azaltılmalıdır. Bölgede en büyük GES santrali yatırımı olan EKSİM ENERJİ’nin yanı sıra diğer enerji şirketleri de böylesel yatırımlar için ellerini taşın altına koymalıdır.

Bu tedbirler hayata geçirilmediği sürece, bölge sadece tarımsal verimliliğini değil, aynı zamanda gelecek nesillere bırakılması gereken en kıymetli stratejik kaynakları (su ve enerji bütçesi) da kaybetmeye devam edecektir.

Oktay ERGİNOĞLU

Continue Reading

ELEKTRİK

Günsan Elektrik dijital pazarlama eğitimini başarıyla tamamladı


Anahtar, priz ve elektrik aksesuarları alanında 17 bin parçalık geniş ürün portföyüyle kaliteli, güvenilir ve ekonomik çözümler sunan Günsan Elektrik, elektrikçilere özel düzenlediği dijital pazarlama eğitimini başarıyla tamamladı. Dijital Okuryazarlık, Dijital Güvenlik, Sosyal Medya Hesap Yönetimi ve Dijital Pazarlama konularını kapsayan eğitim programı, Habitat Derneği iş birliğiyle gerçekleştirildi. Eğitimi başarıyla tamamlayan katılımcılar sertifika almaya hak kazanırken, eğitim sonunda yapılacak sınavda en yüksek başarıyı gösteren 20 elektrikçi, 5 bin TL değerinde GEP (Günsan Elektrikçi Platformu) puanıyla ödüllendirildi.

 

Günsan Elektrik, sektördeki profesyonellerin dijital yetkinliklerini arttırmak amacıyla hayata geçirdiği dijital pazarlama eğitim programını başarıyla tamamladı. 2–5 Aralık tarihleri arasında Habitat Derneği iş birliğiyle çevrim içi olarak gerçekleştirilen eğitimlere toplam 86 katılımcı katıldı.   Program kapsamında, elektrikçilere dijital dünyanın sunduğu fırsatlar tanıtılarak katılımcıların dijital platformlarda daha etkin hale gelmeleri hedeflendi.

 

Elektrikçilere özel, dijital yetkinliklerini geliştirme fırsatı

Gerçekleştirilen eğitim kapsamında katılımcılar, dijital dünyada daha etkin olabilmeleri için dört ana başlıkta kapsamlı bilgi ve beceri edindi. Dijital Okuryazarlık modülünde temel dijital kavramlar, çeşitli dijital araçların kullanımı, doğru bilgiye ulaşma ve bilgi doğrulama yöntemleri ele alındı. Dijital Güvenlik bölümünde kişisel ve kurumsal verilerin korunması, güçlü şifre oluşturma teknikleri ve siber tehditlere karşı alınabilecek önlemler paylaşıldı; örnek vaka incelemeleri ve etkileşimli testlerle eğitim desteklendi. Sosyal Medya Hesap Yönetimi eğitimlerinde farklı platformların yapıları tanıtılırken, etkili içerik üretimi, müşteriye ulaşma, paylaşım stratejileri ve uygulamalı çalışmalarla katılımcıların sosyal medyada daha bilinçli hareket etmeleri sağlandı. Dijital Pazarlama modülünde ise SEO, içerik pazarlaması ve dijital reklamcılık başta olmak üzere Google My Business yönetimi, işletme bilgisi oluşturma, reklam verme süreçleri ve kampanya simülasyonları üzerine uygulamalı eğitimler gerçekleştirildi. Müşteri İlişkileri Eğitimlerinde ise etkili iletişimin temel prensipleri, konuşma becerileri ve ses kullanımı, beden dili kullanımı, aktif dinleme ve empati geliştirme, hijyen standartları ve profesyonel-kurumsal imaj başta olmak üzere uygulamalı ve canlandırmalı eğitimler gerçekleştirildi. Dijital Dönüşüm Eğitimleri Taha Aydoğmuş, Müşteri İlişkileri Eğitimleri ise Şefik Emre Coşkun tarafından verildi.

 

20 elektrikçi 5 bin TL değerinde GEP puan kazandı

Eğitimi başarıyla tamamlayan tüm katılımcılar katılım sertifikalarını almaya hak kazandı. Program sonunda gerçekleştirilen değerlendirme sınavında en yüksek başarıyı gösteren 20 elektrikçi ise 5 bin TL değerinde GEP puan ile ödüllendirildi.

 

Continue Reading

En Çok Okunanlar