ELEKTRİK
Enerjisa’nın net kârı yüzde 169 arttı
Türkiye’nin elektrik dağıtım, perakende satış ve müşteri çözümleri şirketi Enerjisa Enerji, devam eden makroekonomik zorluklara rağmen 2025 yılının ilk üç ayında net kârını, önceki yılın aynı dönemine göre %169 yükselterek 0,5 milyar TL’den 1,3 milyar TL’ye ulaştırdı.
Enerjisa, yıl sonunda ise enflasyonun oldukça üzerinde bir performans sergileyerek faaliyet kârını 52-57 milyar TL aralığına, baz alınan net kârını ise 5-6 milyar TL bandına çıkarmayı hedefliyor.
FAALİYET GELİRİ ENFLASYONLA UYUMLU
2025 yılının ilk çeyreğinde faaliyet gelirlerini enflasyonla uyumlu şekilde 13 milyar TL seviyesinde sürdüren Enerjisa Enerji, dayanıklı iş modeli doğrultusunda, 2025 yılı için 21-24 milyar TL aralığında belirlenen yatırım hedefini teyit etti. Şirketin düzenlenmiş varlık tabanının ise yıl sonunda 80–90 milyar TL düzeyine ulaşması bekleniyor.
PERAKENDE SATIŞ İŞ KOLU %66 ARTTI
Perakende satış iş kolunda faaliyet gelirleri hem düzenlemeye tabi hem de serbest piyasa segmentlerinde yaşanan gelişmelerle birlikte geçen yılın aynı dönemine göre reel olarak %66 artışla 1,7 milyar TL seviyesine ulaştı. Satılan toplam enerji miktarı ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine paralel olarak 12,5 TWh seviyesinde seyretti.
MÜŞTERİ ODAKLI ÇÖZÜMLER
Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğine odaklanan uygulamalar sayesinde müşteri çözümleri iş kolu, ilk çeyrekte faaliyet gelirlerini önceki döneme göre 200 milyon TL artırarak 800 milyon TL faaliyet geliri elde etti.
EŞARJ SOKET SAYISINI %34 ARTIRDI
Elektrikli araç şarj istasyonları alanında faaliyet gösteren iştiraki Eşarj ise Türkiye genelindeki altyapı yatırımlarını hızlandırarak soket sayısını geçen yıla göre %34 artırdı.
TOPLUMSAL YATIRIMLARA DEVAM
Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, 2025 yılı ilk çeyrek sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinde “‘Herkes İçin Daha İyi Bir Gelecek’ vizyonumuz doğrultusunda Türkiye’nin enerji dönüşümüne liderlik etmeye ve bunu yaparken de iş kollarımız kadar toplumsal yatırımlar konusunda da yatırımlar yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz” dedi.
“DAYANIKLI İŞ MODELLERİNİN GÜCÜ”
Yatırımları sürdürülebilirlik odağında büyütmenin tercih değil zorunluluk olduğunun altını çizen Enerjisa Enerji CFO’su Philipp Ulbrich , makroekonomik zorluklara rağmen faaliyet gelirlerini reel olarak koruyarak istikrarlı bir performans gösterdiklerini kaydetti. Baz alınan net karın geçen yıla göre iki kattan fazla artmasının ise maliyet disiplini ile etkin faiz ve borç yönetimiyle desteklenen dayanıklı iş modellerinin gücünü ortaya koyduğunu sözlerine ekledi.
ELEKTRİK
Dicle Elektrik, Ar-Ge ve Teknoloji Yatırımlarıyla Ülke Ekonomisine 521 Milyar TL’lik Destek Sağladı
Kaçak elektrikle mücadelede hayata geçirdiği dijital yatırımlarla öne çıkan Dicle Elektrik, elektrik dağıtım sektörünün ilk Ar-Ge merkezi aracılığıyla inovatif projeler üretmeyi sürdürüyor. Teknolojiyi odağına alan şirket; uydu analizi, dron destekli saha taramaları, yapay zeka uygulamaları ve uzaktan sayaç yönetimi gibi yöntemlerle hizmet bölgesindeki kaçak kullanım oranını yüzde 76 seviyelerinden yüzde 37’ye indirdi. Bu sayede Türkiye ekonomisine 521 milyar TL katkı sağladı.
Akıllı ölçüm yatırımlarına da hız veren Dicle Elektrik, Türkiye’deki toplam OSOS (Otomatik Sayaç Okuma Sistemi) abonelerinin yaklaşık yarısına denk gelen 1,3 milyon aboneyi sisteme dahil etti.

İnsan ve teknoloji odaklı dönüşüm projeleriyle hizmet kalitesini artırmayı sürdüren Dicle Elektrik, Ar-Ge ve teknoloji yatırımlarını aralıksız olarak sürdürüyor. Yaptığı yatırımlarla bir yandan enerji şebekesinde büyük bir dijital dönüşüm sağlayan şirket, diğer yandan da hizmet bölgesindeki kayıp-kaçak oranını %76 seviyesinden %37’ye kadar düşürmeyi başardı. Türkiye’deki dağıtım şirketleri arasında kurulan ilk Ar-Ge merkezine sahip olan Dicle Elektrik, bugüne kadar Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından onaylanan 84 projenin 29’unu aktif olarak sürdürüyor. Aynı zamanda EPDK’nın 2023 Yerli Yazılım Çağrısı’nda en fazla proje onayı alan dağıtım şirketi olan Dicle Elektrik, bu alandaki liderliğini teknoloji üretimindeki başarısıyla pekiştiriyor.
“Kayıp kaçakla uçtan uca teknoloji çözümlerle mücadele ediyoruz”
2013’ten bu yana hayata geçirdikleri Ar-Ge ve teknoloji projelerinin sadece şirketlerinin ve bölgenin ihtiyaçlarını karşılamakla kalmadığını ve çoğu projenin sektör için de örnek olduğunu belirten Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas şunları söyledi:
“SCADA, akıllı şebeke, dijital sayaçlar ve OT sistemlerini sahada yaygınlaştırırken diğer yandan da veri temelli karar alma süreçlerimizi yapay zeka destekli projelerle güçlendiriyoruz. Bununla birlikte İHA destekli hat kontrolleri, robotik bakım sistemleri ve yeraltı tarama teknolojileri gibi uygulamaları da enerji altyapımıza dahil ettik. Bugün sahip olduğumuz üst düzey teknolojik yetkinliklerimiz sayesinde kayıp kaçakla mücadelede yapay zekâ, drone, uydu görüntüleri ve dijital takip sistemlerini entegre şekilde kullanabiliyoruz. Yani kayıp kaçakla uçtan uca teknolojik çözümlerle mücadele ediyoruz.

Bunun yanı sıra, akıllı ölçüm sistemlerine hız verdiğimiz yatırımlar sayesinde Türkiye’deki toplam OSOS (Otomatik Sayaç Okuma Sistemi) abonelerinin yaklaşık yarısına karşılık gelen 1,3 milyon abonemizi de bu sisteme dahil ettik. Tüm bu yatırımlarımızla birlikte hizmet bölgemizdeki şehir merkezlerinde kayıp kaçak oranını yüzde 15 seviyelerine kadar düşürmeyi başardık. Kayıt dışı tüketimin azaltılması sayesinde ülke ekonomisine bugüne kadar 521 milyar TL’yi aşan bir katkı sağladık.”
“Ar-Ge merkezimizde etkin teknolojiler üretiyoruz”
Ar-Ge merkeziyle de ilgili bilgiler veren Arvas sözlerine şöyle devam etti:
“Bugüne kadar hizmet bölgemize gerçekleştirdiğimiz yatırımların miktarı toplamda 60 milyar TL’ye ulaştı. Bu yatırımlarımızın %25’ini ise akıllı şebeke projelerimiz oluşturuyor. Enerji altyapımızın ihtiyaçlarına özel teknolojiler geliştirildiğimiz Ar-Ge merkezimizde, EPDK tarafından onaylanan projelerin çalışmalarını aktif şekilde sürdürüyoruz. Merkezimiz yalnızca saha odaklı inovasyon üretmiyor, aynı zamanda 25’in üzerinde akademik yayın ve tescilli buluşla sektöre bilgi aktarımı sağlayan bir teknoloji üssü olarak konumlanıyor. 15’ten fazla üniversite ve 50’nin üzerinde firma ile yürüttüğümüz ortak çalışmalar, yerli mühendislik kapasitemizi güçlendirirken, kısa süre önce hayata geçirdiğimiz yerli RPA projesi ile manuel süreçlerimizi robotik yazılımlar üzerinden otomatikleştirerek operasyonel verimliliğimizi önemli ölçüde artırdık. Bunun yanında Transform projemiz ile dağıtım trafolarını yapay zeka destekli analiz platformu üzerinden sürekli izliyor, şebeke sağlığını gerçek zamanlı takip ederek enerji kayıplarını düşürüyoruz.”
Karbon salımı Ar-Ge projeleriyle azaltılıyor
Dicle Elektrik’in Ar-Ge merkezinde ürettiği projeler aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliğe de katkı sağlanıyor. Merkez tarafından geliştirilen Makaralı Aydınlatma Direği, elektrik direklerinde bulunan lambaların makaralı mekanizma ile yere indirilebilmesi ve sepetli araç kullanımını azaltılmasını hedefliyor. Kullanımının yaygınlaşmasıyla her 100 kilometrede yaklaşık yüzde 30 oranında karbon ayak izinin azaltılabileceği öngörülüyor.
Datalink Projesi
GSM kapsamasının sınırlı olduğu kırsal bölgelerde sayaç okuma ve şebeke izleme sorununu ortadan kaldıran Datalink, tamamen yerli mühendislik ile geliştirilen radyo frekans teknolojisiyle çalışıyor. Sinyalin olmadığı alanlarda modemler veri toplayıcılarla entegre biçimde kesintisiz bilgi akışı sağlıyor. Ar-Ge çalışmalarının ardından sistem, şebekenin ulaşmadığı 2–3 km mesafelerde dahi veri transferi yapabilecek seviyeye getirildi. Bu teknoloji kırsal bölgelerde akıllı şebeke altyapısını güçlendirirken saha ekiplerinin fiziksel erişim ihtiyacını azaltıyor.
Köstebek Projesi, yeraltı kablolarında gerçekleşen kayıpları ileri analiz yöntemleri ile tespit eden yerli bir teknoloji. Sistem, kablolara iletilen özel bir frekansın yansımasını takip ediyor. Herhangi bir bozulma; kaçak, hasar, ek ya da tahribat noktasıyla ilgili mesafeyi belirlemeye imkân tanıyor. Bu sayede müdahale süreleri kısalıyor, enerji verimliliği artıyor ve görünmeyen kayıpların önlenmesinde stratejik bir avantaj sağlanıyor.
Mobil Süper Şarj
EPDK Ar-Ge Çalıştayı’nda ödül alan Mobil Süper Şarj, geleneksel jeneratörlerin yerine sessiz, çevreci ve yüksek verimli bir alternatif sunuyor. Afetlerde, kriz anlarında ve şebeke arızalarında binaların enerji ihtiyacını karşılayabilen cihaz, aynı zamanda elektrikli araçları da şarj edebiliyor. Hem tek fazlı hem de üç fazlı şarjı destekleyen sistem, arama–kurtarma operasyonları ve saha onarımları için mobil güç istasyonları kurulmasına olanak tanıyor.
ELEKTRİK
VAHŞİ SULAMA VE KAÇAK ELEKTRİK VURGUNU
Türkiye’de tarımın can damarı olan su, yanlış yöntemlerle kullanıldığında sadece toprağı değil, cebimizi de kurutuyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu gibi tarımın yoğun olduğu bölgelerde yaygın olarak görülen “vahşi sulama” yöntemleri ve bu yöntemlere eşlik eden kaçak elektrik kullanımı, her bir vatandaşın elektrik faturasına gizli bir yük olarak yansıyor. Bu makale, milyonlarca liralık enerji israfının perde arkasını ve bunun ulusal ekonomiye verdiği derin zararları gözler önüne seriyor.
I. Sadece Su Değil, Elektrik İsraf Ediyoruz: Vahşi Sulamanın Gizli Maliyeti
Vahşi sulama, diğer adıyla salma sulama, tarlaya kontrolsüzce su salmak esasına dayanır. Çiftçiler, nehirlerden, barajlardan veya yeraltı kuyularından suyu devasa pompalarla çeker ve arazinin üzerine bırakır. Bu yöntem, “ne kadar çok su, o kadar iyi ürün” yanılgısından beslenir. Ancak gerçekler çok farklıdır:
-
Gereksiz Yere Pompalanan Su: Modern sulama sistemleri (damla, yağmurlama) bitkinin ihtiyacı kadar suyu, doğru zamanda ve doğru yere ulaştırırken, vahşi sulamada suyun büyük bir kısmı, bitkiye ulaşamadan buharlaşır, toprağın derinliklerine sızar ya da yüzeyden akıp gider. Bu, basitçe, gereksiz yere pompalanan her litre su için harcanan enerjinin çöpe gitmesi demektir.
-
Verimsiz Pompalar ve Uzun Çalışma Süreleri: Vahşi sulama yapan çiftçiler, genellikle eski teknolojiye sahip, enerji verimliliği düşük pompalar kullanır. Bu pompalar, daha modern sistemlere göre aynı miktarda suyu çok daha fazla enerji harcayarak çeker. Ayrıca, kontrolsüz su dağıtımı nedeniyle pompaların çok daha uzun süreler çalıştırılması gerekir. Sonuç: Enerji maliyeti katlanarak artar.
-
Yeraltı Sularının Çekilmesindeki Aşırı Enerji: Yeraltı su seviyelerinin her geçen yıl metrelerce düşmesi, suyu yüzeye çıkarmak için pompaların daha derinlerden, daha büyük bir güçle çekim yapmasını gerektirir. Bu da doğrudan daha fazla elektrik tüketimi ve dolayısıyla daha yüksek enerji maliyeti anlamına gelir. Suyun derinlerden çekilmesi, birim metreküp su başına düşen enerji maliyetini astronomik seviyelere çıkarır.
Bu israf, sadece çiftçinin cebinden çıkan bir maliyet olmaktan öte, ulusal enerji bütçemizin üzerindeki devasa bir yüktür.

II. Kaçak Elektrik: Milli Servetin Büyük Soygunu ve Vatandaşın Sırtındaki Yük
Vahşi sulamanın enerji israfı, özellikle kaçak elektrik kullanımının yaygın olduğu bölgelerde gerçek bir “ekonomik vurguna” dönüşüyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ne yazık ki bu acı tablonun en net görüldüğü yerlerden biridir.
-
Kayıp-Kaçak Bedeli: Herkesin Ödediği Gizli Fatura: Kaçak elektrik, adından da anlaşılacağı gibi, kaydı tutulmayan ve bedeli ödenmeyen elektriktir. Ancak bu elektriğin maliyeti ortadan kaybolmaz; elektrik dağıtım şirketleri, bu açığı “kayıp-kaçak bedeli” adı altında yasal faturalara yansıtır. Yani, faturasını düzenli ödeyen her sanayici, her esnaf ve her hane halkı, kaçak elektrik kullananların israfının bedelini üstlenmek zorunda kalır. Bu, sizin elektrik faturanızdaki “Dağıtım Bedeli” gibi kalemlerin içinde gizlenmiş, aslında hiç tüketmediğiniz bir maliyettir.
-
Şebeke Zararları ve Kamu Kaybı: Yaz aylarında, özellikle sulama sezonunda, yüz binlerce kaçak elektrikle çalışan pompa aynı anda devreye girer. Bu durum, elektrik şebekesinde ani ve kontrolsüz bir yük artışına neden olur. Şebekenin bu ani talebi karşılamak için zorlanması, voltaj düşmelerine, kesintilere ve trafo arızalarına yol açar. Bu arızaların onarımı, şebeke altyapısının güçlendirilmesi için yapılan yatırımlar, yine kamu kaynaklarından veya faturalı abonelerden karşılanır. Kısacası, kaçak kullanım, elektrik altyapısının çürümesine ve kamunun zarara uğramasına neden olur.
-
Ülke Ekonomisine Darbe: Kaçak elektrik kullanımı, yalnızca bireysel faturaları şişirmekle kalmaz, aynı zamanda milli ekonomiye de ağır bir darbe vurur. Devletin kaçak kullanım nedeniyle milyarlarca liralık vergi ve enerji geliri kaybı yaşanır. Bu, sağlık, eğitim, ulaşım gibi alanlara aktarılması gereken kaynakların israf edildiği anlamına gelir. Enerji fiyatlarının suni olarak yüksek kalmasına neden olan bu durum, sanayicinin üretim maliyetini artırır, ülkemizin uluslararası rekabet gücünü zayıflatır ve enflasyonu tetikler.

Sonuç: Milli Bir Seferberlik Çağrısı
Vahşi sulama ve kaçak elektrik, Türkiye’nin su ve enerji kaynaklarını tüketen, toprağımızı verimsizleştiren ve en önemlisi her bir vatandaşın cebinden haksız yere para çalan devasa bir sorundur. Dicle Elektrik tarafından alınan bilgilere göre bu, sadece çiftçiyi veya enerji dağıtım şirketlerini ilgilendiren lokal bir problem değil, ulusal bir güvenlik ve ekonomik beka meselesidir.

Bu sarmaldan kurtulmak için acilen:
-
Modern Sulama Sistemlerine Geçişin Hızlandırılması: Devlet destekli, cazip kredi ve hibe olanaklarıyla çiftçilerin damla ve yağmurlama gibi verimli sulama yöntemlerine geçişi teşvik edilmelidir.
-
Kaçak Elektrikle Mücadele: Uzaktan izleme sistemleri, akıllı sayaçlar ve etkin denetimlerle kaçak elektrik kullanımının önüne geçilmelidir.
-
Farkındalık ve Eğitim: Çiftçilere, vahşi sulamanın uzun vadeli zararları ve modern sulamanın faydaları konusunda kapsamlı eğitimler verilmelidir.
Aksi takdirde, tarlalarımıza kontrolsüzce akıttığımız su, aslında cebimizden kaçak yollarla akıp giden milyarlarca liralık enerjiye dönüşmeye devam edecektir. Bu sessiz soygunu durdurmak, hepimizin ortak sorumluluğudur.
Yazan: Oktay ERGİNOĞLU – Enerji Ekonomisi Birimi
ELEKTRİK
ARAŞTIRMA RAPORU: SU GÜVENLİĞİ VE EKONOMİK İNTİHAR
VAHŞİ SULAMA TEHDİDİ: GÜNEYDOĞU’DA YERALTI SU KAYNAKLARININ ÇÖKÜŞÜ VE ENERJİ KAÇAĞININ ULUSAL MALİYETİ
Güvenlik Paradigmasında Su ve Enerji
Güneydoğu Anadolu Bölgesi (G.A.B.), Türkiye’nin tarımsal üretim üssü olmasına rağmen, geleneksel ve kontrolsüz vahşi sulama yöntemleri, bölgeyi geri dönüşü zor bir su ve enerji krizine sürüklemektedir. Bu durum, sadece bir çevresel sorun değil, aynı zamanda bölgesel kalkınmayı baltalayan ve ulusal güvenlik stratejilerini tehdit eden bir ekonomik ve sosyal güvenlik meselesidir.
I. YERALTI SU KAYNAKLARINDAKİ ÇÖKÜŞ: BİR SU GÜVENLİĞİ MESELESİ
Vahşi sulama, yüzey sularında yüksek kayıplara yol açarken, esas tehdidi fosil yeraltı sularının (yenilenme hızı çok düşük olan eski rezervler) üzerinde oluşturmaktadır.
1. Aşırı Çekim ve Tükenme Hızı
Kontrolsüz salma sulamada, çiftçiler genellikle düşük verimli ancak anlık su ihtiyacını karşılayan güçlü pompalarla yer altından aşırı su çekimi yapmaktadır.
-
Hidrojeolojik Dengesizlik: Bölgede yeraltı sularının yıllık beslenme (yenilenme) miktarı, tarımsal sulama için çekilen su miktarına (debi) göre çok daha düşüktür. Bu sürekli negatif hidrolojik bütçe, yeraltı suyu seviyelerinin her yıl metrelerce düşmesine yol açmaktadır.
-
Obruk Oluşumu ve Yer Altı Yapısının Bozulması: Özellikle Konya Kapalı Havzası’nda çarpıcı şekilde görüldüğü gibi, yeraltı suyunun aşırı çekilmesi, toprağın altındaki karstik yapıların ve boşlukların taşıyıcı gücünü kaybetmesine neden olur. Bu durum, yüzeyde ani ve büyük çaplı çöküntüler olan obrukların oluşumunu tetikler. G.A.B.’de henüz yaygın olmasa da, bu jeolojik tehlike, aşırı su çekiminin birincil göstergesidir ve uzun vadede arazi kullanım güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye atar.
-
Kirlilik Riski: Yeraltı suyu seviyesinin düşmesi, yüzeyden sızan tarımsal ilaçların ve gübrelerin (özellikle nitrat) yeraltı suyuna karışma süresini kısaltır ve kirlilik yükünü artırır, bu da içme suyu rezervleri için ciddi bir tehdit oluşturur.
2. Stratejik Su Rezervlerinin Kaybı
Fosil su rezervlerinin tükenmesi, Türkiye’nin gelecekteki kuraklık senaryolarına karşı elindeki stratejik su tamponunu kaybetmesi anlamına gelir. Su kaynakları açısından kritik olan bu durum, ulusal gıda arz güvenliğini ve bölgesel istikrarı doğrudan tehdit eden bir güvenlik meselesidir.

II. ENERJİ İSRAFI VE KAÇAK KULLANIMI
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin elektrik dağıtım kurumu olan Dicle Elektrik verilerine de bakıldığında Vahşi sulama, sadece suyu değil, suyu tarlaya ulaştırmak için harcanan elektrik enerjisini de hunharca tüketmektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki yüksek kaçak elektrik oranı, bu israfı katlanarak ulusal bir ekonomik krize dönüştürmektedir.
1. Kaçak Kullanımın Enerji Dengelerine Etkisi
Güneydoğu’da elektrik dağıtım kurumu Dicle Elektrik tarımsal sulama amacıyla kullanılan elektriğin büyük bir kısmı, şebeke dışı kaçak yollarla sağlanmakta olduğunu açıklıyor. Kayıp kaçakla mücadelede milyonlarda dolar harcanıyor. Bu da ekonomik olarak sadece elektriğin ve suyun değil milli ekonomimizin zararını açıklıyor.
-
Aşırı Talep ve Şebeke Gerilimi: Kaçak kullanılan elektrik, herhangi bir resmi denetim ve tarife sistemine tabi olmadığından, çiftçileri suyu ve dolayısıyla enerjiyi israf etmeye teşvik eder. Sulama sezonunda, yüz binlerce kaçak pompanın aynı anda çalışmasıyla oluşan kontrolsüz ve yüksek ani talep (Peak Load), bölge ve ulusal elektrik şebekesinde büyük bir gerilim düşüşüne ve dengesizliğe neden olur.
-
Gizli Maliyet: Bu dengesizliği gidermek ve sistemi stabil tutmak için Dağıtım Şirketleri ve TEİAŞ, pahalı hızlı tepki ünitelerini (genellikle yüksek maliyetli doğalgaz santralleri) devreye sokmak zorunda kalır. Bu durum, enerji üretim maliyetini (Milli Enerji Faturası) aşırı yükseltir.
2. Ekonomik Hasarın Vatandaşa Yansıması
Kaçak elektrik kullanımının maliyeti, kamu bütçesi ve dürüst aboneler aracılığıyla tüm ülke vatandaşlarına yüklenmektedir.
-
Kayıp-Kaçak Bedeli: Yasal olarak faturalı elektrik tüketicileri (ev, sanayi, ticari işletmeler), dağıtım bölgesindeki yüksek kayıp-kaçak elektrik oranının maliyetini kendi faturaları üzerinden ödemektedir. Bu, vatandaşın ödediği ortalama elektrik fiyatının (Tarife) yükselmesine ve hane halkı bütçesinden haksız bir çıkışa neden olmaktadır.
-
Bölgesel Kalkınma Engeli: Enerji dağıtım şirketlerinin, tahsil edemedikleri devasa kaçak bedelleri nedeniyle yatırım yapma kapasiteleri kısıtlanmaktadır. Bu durum, bölgedeki elektrik altyapısının modernizasyonunu (akıllı şebeke, kayıp önleyici sistemler) yavaşlatarak, sanayicinin ve yasal tarımcının kaliteli ve kesintisiz enerjiye erişimini engellemektedir.
-
Haksız Rekabet: Kaçak elektrikle sulama yapan çiftçi, üretim maliyetini düşürdüğü için, faturasını ödeyen ve sulamada modern teknoloji kullanan dürüst çiftçiye karşı haksız bir rekabet avantajı sağlamaktadır. Bu durum, bölge ekonomisinde uzun vadede adaletsizlik ve çarpıklık yaratmaktadır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki vahşi sulama, yeraltı sularının tükenmesiyle birlikte ulusal su güvenliğini tehdit ederken, kaçak elektrikle birleşen enerji israfı da milli ekonomik istikrarı derinden sarsmaktadır.
-
Teknolojik Dönüşüm: Bölgede açık kanal ve vahşi sulama yerine, Basınçlı Sulama Sistemlerine (Damla/Yağmurlama) geçişin sübvansiyonlar ve kredilerle hızlandırılması bir zorunluluktur.
-
Enerji Denetimi: Tarımsal sulamada kullanılan pompalara akıllı sayaç ve uzaktan izleme sistemleri entegre edilerek kaçak kullanımın ve verimsizliğin anlık takibi sağlanmalıdır. Bu konuda bölgede yaşayan ve tarımı yapan vatandaşların geleceklerini korumaları adına ilgili kamu kurumlarıyla el ele vermeleri gerekmektedir.
-
Yerinde Enerji Üretimi: Sulama ihtiyacının karşılanması için çiftlik bazında Güneş Enerjisi Santralleri (GES) sistemleri teşvik edilmeli, böylece elektrik şebekesine bağımlılık ve kaçak kullanım motivasyonu azaltılmalıdır. Bölgede en büyük GES santrali yatırımı olan EKSİM ENERJİ’nin yanı sıra diğer enerji şirketleri de böylesel yatırımlar için ellerini taşın altına koymalıdır.
Bu tedbirler hayata geçirilmediği sürece, bölge sadece tarımsal verimliliğini değil, aynı zamanda gelecek nesillere bırakılması gereken en kıymetli stratejik kaynakları (su ve enerji bütçesi) da kaybetmeye devam edecektir.
Oktay ERGİNOĞLU
-
ELEKTRİK3 hafta önceEDEDER Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi’nde
-
Güneş Enerjisi3 hafta önceSokak lambaları elektrik üretecek, her direk bir GES’e dönüşecek!
-
ELEKTRİK2 gün önceARAŞTIRMA RAPORU: SU GÜVENLİĞİ VE EKONOMİK İNTİHAR
-
ELEKTRİK3 hafta önceSungrow, Yeni Enerji Depolama Sistemi PowerKeeper’ı Tanıttı
-
Sektörel2 hafta önceSÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DÖNÜŞÜMÜNÜN AKTÖRLERİ UN GLOBAL COMPACT TÜRKİYE 2025 ZİRVESİ’NDE BULUŞACAK
-
PETROL2 hafta önceTANAP, Enerji Jeopolitiğini Yeniden Şekillendirdi
-
Yenilenebilir Enerji3 hafta önceSamsung Split Isı Pompası ile Bütçe Ön Planda
-
Sektörel2 hafta önceZorlu Enerji’ye Global Banking&Markets’tan İki Kategoride ödül

