ELEKTRİK
Enerjisa Enerji, Sürdürülebilirlik Raporunda Daha İyi Bir Gelecek mesajları verdi
Kamuoyuna açıkladığı net sıfır hedefleri doğrultusunda karbonsuzlaşma yolculuğuna cesur adımlarla ilerleyen ve sürdürülebilirliğin sosyal boyutunda öncü çalışmalarına devam eden Enerjisa Enerji, 2023 Sürdürülebilirlik Raporu’nu duyurdu.
İklim Değişikliği ve Su Güvenliği kapsamında gerçekleştirdiği çalışmalar ile Su kategorisinde Küresel A Listesi’ne giren Enerjisa Enerji, deprem ve ekonomik etkilerin hissedildiği bir ortamda dahi sürdürülebilir enerji ve toplumsal yatırımlarına devam ederek hedefinin arkasında durdu.
Etki odaklı bir sürdürülebilirlik yaklaşımı ile Türkiye’nin enerji dönüşümüne öncülük eden Enerjisa Enerji, verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarını 2023 Temmuz ayında kamuoyuyla paylaştığı Daha İyi Bir Gelecek platformu ile taçlandırmıştı. Gündeminin insan ve sürdürülebilirlik odağında olduğunun tekrar altını çizdiği 2023 Sürdürülebilirlik Raporu ile de Türkiye’nin sürdürülebilir enerji dönüşümde bir başarı hikayesi yaratmak istediğini bir kez daha vurguladı.
Enerjisa Enerji’nin tüm paydaşlarıyla şeffaf bir şekilde paylaştığı Sürdürülebilirlik Raporu’nda, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji dönüşümü gibi sektörel konuların yanı sıra, toplumsal cinsiyet eşitliği ve fırsat eşitliği gibi toplumsal konulara da detaylıca değiniliyor. Çevresel, ekonomik, toplumsal ve uluslararası alanlarda önemli taahhütlerde bulunan Enerjisa Enerji, sürdürülebilirlik yaklaşımı doğrultusunda tüm paydaşlarını daha akıllı ve yeşil enerjiyle buluşturuyor ve gelecek nesillere bugünden daha iyi koşullar sunabilmek için tüm çalışmalarını sürdürüyor.
2030 hedefi, Kapsam 3 ile ilişkili satılan elektrik emisyon yoğunluğunun %40 azaltımı
Enerjisa Enerji, düşük karbon emisyonu yaratmak adına daha önce Net Sıfır Taahhüdünde bulunmuştu. Kapsam 1 ve 2’deki hedeflerine ulaşmada doğru bir yolda olduğunu ve hedefleri doğrultusunda ilerlediğini gösteren raporda, Kapsam 3 için de bir hedef verildi. İklim stratejisinin bir parçası olarak, 2030 yılına kadar Kapsam 1 ve 2 emisyonlarını %30 oranında azaltma taahhüdünü sürdüren Enerjisa Enerji; Kapsam 3 emisyonlarıyla ilgili satılan elektrik emisyon yoğunluğunu 2021 referans yılına kıyasla yine 2030 yılına kadar %40 oranında azaltacağını yayınlanan yeni raporunda duyurdu.
Biyoçeşitliliğe yönelik Strateji ve Hedef Beyanı ilk kez duyuruldu
Faaliyet gösterdiği tüm alanlarda ekosistemlerin, habitatların ve biyoçeşitliliğin korunmasına büyük önem veren Enerjisa Enerji, Biyoçeşitliliğe yönelik Strateji ve Hedef Beyan’ını ise ilk kez 2023 Sürdürülebilirlik Raporu’nda açıkladı. Bu alandaki etkilerini en aza indirmeyi amaçlayan şirket, biyolojik çeşitliliği hem operasyonlarında hem de karar mekanizmalarında stratejik bir öncelik olarak ele alıyor. Bu stratejiye dayalı eylemleri hissedarları, sektör ortakları, STK’lar ve diğer tüm paydaşlarıyla iş birliği içinde hayata geçirmeyi hedefliyor.
“Kendimizi karbonsuzlaşmanın itici gücü olarak konumlandırıyoruz.”
Enerjisa Enerji olarak daha iyi bir gelecek için sorumluluklarının bilincinde olduklarının altını çizen Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, “Herkes için daha iyi bir gelecek vizyonumuzun arkasındaki itici güç olan sürdürülebilirlik odaklı çabalarımızı ve faaliyetlerimizi yoğunlaştırırken, zorlu koşullara rağmen 2023 yılında başarılı operasyonel ve finansal sonuçlar elde ettiğimizi duyurmaktan çok gururluyum.
Daha temiz, daha akıllı ve daha sürdürülebilir bir yaşam tarzı sağlayan elektrik şebekesi operasyonlarımız, hizmetlerimiz ve ürünlerimiz aracılığıyla kendimizi karbonsuzlaşmanın itici gücü olarak konumlandırıyoruz. Sorumlu yatırım vizyonumuz doğrultusunda, yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonunu desteklemek için 2023 yılında şebeke yatırımlarımızı 2022 yılına kıyasla %200’ün üzerinde artırarak, enerji alt yapımızı önemli ölçüde güçlendirdik. Bu yatırımlar sadece şebeke kalitemizi artırarak kesintisiz enerji arzına ve başarılı bir enerji dönüşümüne katkıda bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda hem topluma hem de çevreye karşı sorumluluğumuzu bir kez daha pekiştiriyor. Ayrıca, kurumsal müşterilerimiz için güneş enerjisi santrallerinin yanında, aydınlatma dönüşüm projeleri ve proses verimlilik uygulamaları da dahil olmak üzere 50’ye yakın enerji verimliliği projesi ile Türkiye’nin sürdürülebilir geleceğine yönelik enerji dönüşümüne liderlik etmeye devam ediyoruz. Eşarj ile geleceğin sürdürülebilir ulaşım alt yapısını geliştirme vizyonumuz doğrultusunda 2023 hedeflerimizi gerçekleştirdik, ulaştığımız 1.300 istasyon ile ağımızı büyütmeye devam ediyoruz.
Kurumsal vatandaşlık anlayışımızla sürdürülebilir ve etki yaratan sosyal sorumluluk ve toplumsal yatırım projelerini hayata geçirmeye devam ediyoruz. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının 17.’si olan ‘Amaçlar için Ortaklıklar’ın önemine ve gücüne inanarak alanında uzman, ortak amaç ve vizyona sahip yerel, ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla iş birlikleri gerçekleştirerek projelerimizin etki alanını büyütüyoruz.
Enerjisa Enerji olarak, daha akıllı ve yeşil bir dünya ve herkes için daha iyi bir gelecek için faaliyet ve çalışmalarımıza devam edeceğiz. Paydaşlarımıza, müşterilerimize, yatırımcı ve iş ortaklarımıza ve çalışanlarımıza sürdürülebilir yarınlara doğru ilerlerken verdikleri destek için teşekkür ediyorum.” dedi.
Enerjisa Enerji Sürdürülebilirlik ve Kurumsal Yetkinlikler Bölüm Başkanı Ebru Taşcıoğlu, “Enerjisa Enerji adına paylaştığımız Çevresel Sosyal Yönetişim (ÇYS) hedeflerimiz, şirketimizin cesur ve ileri görüşlü sürdürülebilirlik gündeminin altını çizerek şirketin performans yönetim sistemine başarılı bir şekilde entegre ediliyor. İklim stratejimizin bir parçası olarak verdiğimiz taahhütlerin arkasında durmakla kalmıyor, CDP gibi uluslararası kurumlar tarafından aldığımız A seviyesinde dereceler ile de çalışmalarımızın sonuç aldığını görmekten gurur duyuyoruz.
Sürdürülebilirliği her boyutuyla ele alabilmek adına, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin imzacısı olarak, stratejilerimizde ve operasyonlarımızda çevreyi koruma, işçi hakları, insan hakları ve yolsuzlukla mücadele konularındaki evrensel ilkelere bağlılığımızı hayata geçen uygulamalarımız ile hem çalışanlarımıza hem de topluma gösteriyoruz.
Toplum için yarattığımız etkinin farkında olarak hem iş süreçlerimizde hem de hizmetlerimizde çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık bakış açımızı odağımızda tutuyoruz. 2023 yılında ‘Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi’ne Türkiye’den dahil olan 12 şirketten biri olduk. 2019 yılından beri WEPs-Kadının Güçlendirilmesi Prensiplerinin imzacısı bir şirket olarak 2023 yılında UN Women (Birleşmiş Milletler Kadın Birimi) tarafından yürütülen ‘Sözden Eyleme WEPs’ projesine katılan 10 şirket arasında yer aldık. Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık platformumuz olan ‘Sensiz Olmaz’ kapsamında yürüttüğümüz çalışmalarımızla iş yerindeki herkes için fırsat eşitliğini hedefliyoruz.
Geride hiç kimseyi bırakmayan ve sürdürülebilirliği çevresel, sosyal, ekonomik her boyutuyla ele alan bakış açımız ile çalışmaya ve bir dönüşümü başarmaya devam edeceğiz.” dedi.
ELEKTRİK
Dicle Elektrik’te Kış Hazırlıkları Başladı
Dicle Elektrik, sorumluluk bölgesindeki Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt’te zorlu yaz mevsiminin ardından elektrik şebekelerini kış şartlarına hazırlamak için bakım ve onarım çalışmalarına hız verdi. Bölgede görevli yaklaşık 2 bin 500 personel ve 425 araçla yürütülen çalışmalar kapsamında, olumsuz hava koşullarından kaynaklanabilecek olası kesintiler henüz gerçekleşmeden önleniyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan şirketin Şebeke Operasyonlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nedim Tüzün, söz konusu bakım süreci için 2 milyar 339 milyon TL’lik kaynak ayrıldığını ifade etti.
Kayıpsız, kesintisiz ve kaliteli enerji dağıtımı hedefiyle çalışmalarını sürdüren Dicle Elektrik, hizmet verdiği Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki 6 ilde, kış mevsimi öncesinde enerji altyapısını güçlendirmeye yönelik bakım ve onarım seferberliği başlattı. Yaz aylarında yoğun elektrik tüketimi ve yüksek sıcaklıklar nedeniyle yıpranan şebekede, arıza önleyici bakım çalışmaları hem şehir merkezlerinde hem de kırsal bölgelerde titizlikle yürütülüyor. Termal kameralar, kısmi deşarj cihazları ve dron filosu gibi ileri teknolojilerle yapılan kontroller sonucunda, potansiyel arızalar henüz gerçekleşmeden tespit ediliyor.
2 bin 348 personel bakım süreçleri için sahada
Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Dicle Elektrik Şebeke Operasyonlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nedim Tüzün, görevli ekiplerin zorlu saha koşullarına rağmen özveriyle çalıştığını belirterek, “150’si mühendis olmak üzere 2 bin 500’e yakın çalışma arkadaşımız ve 425 aracımızla bölgedeki tüm iletim ve dağıtım hatlarını kontrol ediyoruz. Ekiplerimiz bazı bölgelere araçla ulaşamasa da malzemeleri sırtlarında taşıyarak çalışmaları sürdürüyor. Bugüne kadar olumsuz hava koşullarından kaynaklanabilecek 690 olası arıza, henüz gerçekleşmeden yapılan kontrollerle önlendi. Söz konusu bakım süreci için 2 milyar 339 milyon TL’lik kaynak ayırdık” dedi.
Bakım çalışmalarının yüzde 80’i tamamlandı
Kış hazırlıkları kapsamında yapılan çalışmaların büyük bir kısmının tamamlandığını aktaran Tüzün, “Bugüne kadar 220 kilometre iletim hattı ve 402 köy-kırsal trafo postasını yenileyip iyileştirdik. 14 bin 147 adet direk ve 278 adet hücre montajı gerçekleştirdik, 119 pano yenilendi, 115 kesici ölçüm kabini tadilattan geçirildi. Toplamda 33 bin 61 kilometrelik iletim hattı kontrol edildi ve bunun 13 bin 325 kilometrelik kısmında bakım yapıldı. Ayrıca 7 bin 598 direk tipi ve 2 bin 314 bina tipi trafoda da bakım çalışması uygulandı. Şu an bakım onarım çalışmalarının yüzde 80’lik kısmı tamamlanmış durumda. Sadece bu bakım süreci için 2 milyar 339 milyon TL’lik yatırım planladık” ifadelerini kullandı.
ELEKTRİK
Sungrow, Yeni Enerji Depolama Sistemi PowerKeeper’ı Tanıttı
Ticari ve endüstriyel alana yönelik geliştirilen yeni enerji depolama sistemi PowerKeeper, modüler yapısı ve tek noktadan DC bağlantılı tasarımıyla öne çıkıyor. İşletmelere sıfır kayıp, kesintisiz çalışma ve sorunsuz bir kullanım deneyimi sunmak amacıyla geliştirilen PowerKeeper Serisi; sadelik, güvenlik ve kârlılığı merkeze alarak işletmeler için enerji depolamayı yeniden tanımlıyor.
Dünyanın öncü temiz enerji çözümleri markası Sungrow, İtalya’da düzenlenen Sungrow Avrupa C&I ESS Zirvesi’nde ticari ve endüstriyel alan için geliştirdiği yeni enerji depolama sistemi (ESS) PowerKeeper’ı tanıttı. Markanın sıfır kayıp ve sıfır kesinti prensibini temel alan; yüksek performans, kesintisiz çalışma ve maksimum verimlilik özelliklerini bir araya getiren “ACE 007” ve “ACE Profit” vizyonu doğrultusunda geliştirilen PowerKeeper Serisi, Sungrow’un işletmelerin ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sunma yaklaşımının en yeni temsilcisi olarak öne çıkıyor.
Enerji dönüşümü alanında dünyanın önde gelen veri ve analiz kuruluşu Wood Mackenzie’ye göre Avrupa’nın ticari ve endüstriyel (C&I) enerji depolama kapasitesi 2034 yılına kadar 13 kat artarak 33 GW / 77 GWh seviyesine ulaşacak. Elektrik fiyatlarının yükselmesi ve kesintilere karşı güçlü bir enerji sistemine duyulan ihtiyaç, işletmeler için öncelikli hale geliyor. Bu nedenle çözümlerin tasarımdan kuruluma, işletmeden bakıma kadar tüm yaşam döngüsü boyunca sorunsuz bir deneyim sunması ve işletme sürekliliği için güç kararlılığını güvence altına alması kritik önem taşıyor. Buna ek olarak ticari ve endüstriyel kullanıcılar; tüketim profilleri ve finansal öncelikleri birbirinden farklı birçok sektörü kapsıyor. Bu da daha modüler yapıları zorunlu kılıyor.
İşletmeler İçin Enerji Depolamada Yeni Nesil Çözüm: PowerKeeper Serisi
Farklı yapı ve ölçekteki işletmelerin çeşitli ihtiyaç ve beklentilerine yanıt vermek üzere geliştirilen PowerKeeper Serisi, 12,5 kWh modüler tasarımlı esnek bir enerji depolama çözümü sunuyor. Sistem tek bir hibrit inverter ile 50–1000 kWh kapasiteyi 2–8 saat aralığında destekleyebilirken, birden fazla inverter bağlantısıyla kapasite sınırsız şekilde genişletilebiliyor.
PowerKeeper’ın ölçeklenebilir yapısı küçük mağazalardan büyük fabrikalara kadar her tür işletmeye uyum sağlayarak ihtiyaca göre kapasite kurulmasını sağlıyor; gereğinden fazla yatırım yapmayı engelliyor ve bu yolla ilk yatırım maliyetlerini azaltıyor.
10 milisaniyede şebekeden bağımsız moda geçebilen PowerKeeper, kesintisiz enerji sağlıyor ve dahili ATS, 250 kW yüke kadar destek sunuyor. Bu da 2.500 m²’lik bir süpermarket için yeterli güç anlamına geliyor ve ek kabin gerektirmeyerek alan ve maliyet tasarrufu sağlıyor.
Kompakt Yapı ve Hızlı Kurulum
Kolay ve hızlı kurulum imkânı sunan PowerKeeper, 12,5 kWh tek modül veya 50 kWh ön montajlı stack seçenekleri ile geliyor. IP66 sertifikasına sahip ESS çözümü, –20°C ile 50°C çalışma aralığı ve Tip I + II yıldırım direnci ile uzun vadeli güvenilirlik sunuyor. 50 santimetreye kadar su baskınlarına dayanıklı olan PowerKeeper, Kuzey Avrupa’nın soğuk kışında, Güney Avrupa’nın sıcak yazlarında veya Akdeniz kıyılarının tuzlu/korozyonlu ikliminde kararlı bir performans sergiliyor.
Akım, voltaj, hücre sıcaklığı, NTC yüksek sıcaklık algılama ve güvenlik sensörünü içeren 5D uyarı sistemini kullanan PowerKeeper; hücre, paket ve istasyon seviyelerinde üçlü koruma sunuyor. Bu yapı, her bir cihazın kendi içinde koruma sağlayarak günlük kullanım sırasında olası riskleri erken tespit eder ve kullanıcıya daha güvenli, sorunsuz bir operasyon sağlar.
Yapay Zekâ Destekli Akıllı Enerji Yönetimi
PowerKeeper; güneş enerjisi sistemleriyle birlikte kullanım, enerji depolama ve elektrikli araç şarjı, küçük ölçekli yerel şebekeler ve yedek güç çözümleri ile bağımsız ticari ve endüstriyel enerji depolama sistemleri dahil pek çok senaryoya kolayca uyum sağlıyor.
Öz tüketim, arbitraj, FFR ve talep kontrolü dahil birçok gelir akışını destekleyen sistem, gerçek zamanlı elektrik fiyatları, üretim tahminleri ve yük tahminlerine göre kârlılık stratejilerini otomatik optimize eden yapay zekâ tabanlı modlarla geliyor. Bu da kullanıcıların kârlılığı kolayca artırmasına olanak tanıyor.
Bu yaklaşım, sistemin tüm yaşam döngüsünde karşılaşılan ihtiyaçlara çözüm sunarak Sungrow’un ticari ve endüstriyel alandaki portföyünü güçlendiriyor ve şirketin karbon nötr bir geleceğe yönelik kararlılığını pekiştiriyor.
Sungrow Avrupa C&I ESS Zirvesi’nde Pazarın Geleceği Masaya Yatırıldı
İtalya’nın Como kentinde düzenlenen Sungrow Avrupa C&I ESS Zirvesi, 200’ün üzerinde şirket yöneticisi, sektör temsilcisi, iş ortağı ve medya mensubunu bir araya getirdi. Etkinlikte Avrupa’da esnek, maliyet etkin ve düşük karbonlu enerji çözümlerine yönelik artan talep ele alındı. Panel oturumlarında, farklı Avrupa ülkelerindeki gelişmeler, ihtiyaçlar ve düzenleyici çerçeveler değerlendirildi; katılımcılarla bölgenin öne çıkan büyüme fırsatları ve stratejik yaklaşımlar paylaşıldı.
Zirveden elde edilen uzman görüşleri ve müşteri içgörüleri, Sungrow’un Avrupa’nın ticari ve endüstriyel enerji altyapısının modernleşmesi ve karbon azaltımı hedeflerini destekleme konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu.
Sungrow bugün dünya genelinde 1000’den fazla, Avrupa’da ise 200’den fazla ticari ve endüstriyel enerji depolama projesini hayata geçirmiş durumda. Bağımsız ESS, PV+ESS ve PV+ESS+EV şarj çözümlerini kapsayan bu geniş proje portföyü, şirketin hızla gelişen pazarda iş ortaklarını destekleme konusundaki güçlü konumunu pekiştiriyor.
ELEKTRİK
EDEDER Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi’nde
Bu yıl ikincisi 3 Aralık 2025’te Ankara JW Marriot Otel’de yapılacak olan ‘Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi’, ‘Bölgenin Batarya Üssü: Türkiye’ hedefine giden yolda önemli kilometre taşlarından biri olmaya hazırlanıyor.
“EPDK’nın öncülüğünde oluşturulan enerji depolama mevzuatı, Türkiye’yi sadece yenilenebilir enerji alanında değil, bölgesel enerji dönüşümünde de merkez ülke konumuna taşıyor. Bu kapsamlı düzenlemeler; yatırımcıya öngörülebilirlik sağlayan, teknoloji geliştirmeyi teşvik eden ve enerji arz güvenliğini yeni bir seviyeye çıkaran yapısıyla Türkiye’nin stratejik enerji vizyonunun temel taşlarından biri haline gelmiş durumda.
Bu yönde günün gereklerine uygun tüm düzenlemeleri devamını sektörümüz adına hayati önemde buluyoruz” diyen EDEDER Başkan Yardımcısı Ramazan Kaya, 3 Aralık’ta düzenleyecekleri kongrenin Türkiye’yi bu alanda lider ülkelerden biri yapma yolunda kritik önem taşıyacağına inandıklarını belirtti.
Depolama Düzenlemelerinin Gelişimi ve Yeni Çerçeve
Türkiye’de elektrik depolama alanındaki dönüşümün temelinde, son yıllarda oluşturulan düzenleyici çerçeve yatıyor. EDEDER Başkan Yardımcısı Ramazan Kaya, 2021 yılında yürürlüğe giren ‘Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği’nin depolama tesislerinin lisanslanması, şebekeye entegrasyonu ve piyasada faaliyet gösterebilmesi için gerekli ilk kapsamlı zemini hazırladığını belirterek “Bunu izleyen mevzuat güncellemeleri, özellikle depolamalı üretim modeli üzerinden yatırımcılara yeni başvuru imkânları sunarak sektörde ciddi bir ivme yarattı. Enerji Bakanlığımızın 2035 hedefleri kapsamında 120 GW düzeyinde rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımı öngörülürken, EPDK’nın ortaya koyduğu kapasite tahsisleri de bu vizyonun en somut göstergelerinden biri oldu. Küresel ölçekte 2022 yılında toplam 200 GW kapasite tahsisi yapılmış olmasına rağmen, EPDK’nın tek seferde yayımladığı 34,5 GW’lık kapasite tahsisi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki kararlılığını ve bölgesel güç olma hedefini açıkça ortaya koyuyor” değerlendirmesinde bulundu.
Bu kapsamlı kapasite tahsisinin yerli üretimi destekleyen, enerji arz güvenliğini güçlendiren ve Türkiye’nin sürdürülebilir enerji politikalarıyla uyum içinde bir adım olduğunu söyleyen Ramazan Kaya, “Bu adımlar sayesinde depolamalı yenilenebilir enerji projelerinde kapasite tahsisleri bugün onlarca gigavat ölçeğine ulaşmış durumda. Gerek depolamalı RES ve GES projeleri gerekse müstakil depolama yatırımları açısından Türkiye kısa sürede güçlü bir yatırımcı ilgisi çekti. Son dönemde yapılan düzenlemelerle teminat, sermaye şartları ve yükümlülükler daha net hâle getirilerek sektörde bir güvenlik çerçevesi tesis edildi. Bu yaklaşım, depolamanın artık ‘tamamlayıcı unsur’ değil, enerji sisteminin stratejik bir bileşeni olarak değerlendirildiğini gösteriyor” şeklinde konuştu. Kaya, 3 Aralık’ta Ankara’da yapılacak EDEDER Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi’nin hem Türkiye’den hem de uluslararası arenadan konunun en üst düzey uzmanlarını bir araya getirecek olması nedeniyle ‘enerji dönüşümünde depolamanın geleceğini ve rolünü’ şekillendirmede kilit bir rol oynayacağına inandıklarını vurguladı.
Depolama Neden Stratejik Önem Taşıyor: Arz Güvenliği, Esneklik ve Şebeke Yönetimi
Yenilenebilir enerjinin payının hızla arttığı bir sistemde depolama, arz güvenliğini güçlendiren ve şebeke esnekliğini artıran temel mekanizma hâline geliyor. Batarya sistemleri kısa vadeli frekans ve gerilim kontrolünden gün içi dengeleme ve pik talep yönetimine kadar geniş bir fonksiyon yelpazesine sahip. Bunun yanında, belirli bölgelerde iletim ya da dağıtım yatırımlarına alternatif oluşturarak şebeke maliyetlerini düşürücü bir etki yaratıyor.
Bu süreç yalnızca teknik bir yatırım konusu değil; aynı zamanda piyasa tasarımı, yan hizmetler yapısı, kapasite mekanizması ve veri yönetimi gibi alanlarda uyumlu bir regülasyon yaklaşımını da gerektiriyor. Türkiye’de bu çerçevenin giderek olgunlaşması, yatırımcıların önünü görebildiği bir depolama piyasası yaratılmasına yardımcı oluyor. EPDK’nın son yıllarda attığı adımlar, bu yapının kurulmasında belirleyici olmuş durumda; ancak bu katkılar sektörle birlikte gelişen, çok paydaşlı bir dönüşümün doğal sonucu olarak ortaya çıkıyor.
İberya Kesintisi: Esneklik Yatırımlarının Neden Kritik Olduğunu Hatırlatan Örnek
2025 yılında İspanya ve Portekiz’de yaşanan büyük elektrik kesintisi, yalnızca bölgesel bir arıza olarak değil; modern elektrik sistemlerinin kırılgan noktalarını hatırlatan önemli bir vaka olarak değerlendiriliyor. Temel sebepleri arasında şebekedeki aşırı gerilim ve buna bağlı zincirleme arızaların yer aldığı bu olay, aynı zamanda ‘yüksek yenilenebilir payına sahip sistemlerde esnekliğin ve hızlı tepki verebilen enerji depolama çözümlerinin önemini’ de yeniden gündeme taşıdı.
Batarya depolamanın sunduğu gerilim-frekans kontrolü, ani yük kayıplarına çok hızlı müdahale imkânı ve “black start” kapasitesi gibi kritik fonksiyonlar, bu tip olayların etki alanlarının daha kısıtlı tutulmasında çok önemli araçlar olarak kabul ediliyor. Türkiye’nin depolamalı üretim modeli ve önlisans mekanizması da bu çerçevede değerlendirildiğinde sistem güvenilirliğini artırmaya yönelik önleyici bir yaklaşım sunuyor.
Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi: Politika, Teknoloji ve Finansın Kesişimi
Enerji Depolama Endüstrileri Derneği (EDEDER) tarafından ikincisi düzenlenecek olan “Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi”, Türkiye’de depolama dönüşümünün hem vitrini hem de kolektif akıl üretim alanı niteliği taşıyor. Etkinlik, kamu kurumlarından yatırımcılara, teknoloji sağlayıcılarından finans kuruluşlarına kadar geniş bir paydaş kitlesini 3 Aralık’ta Ankara’da buluşturacak.
Kongrede ele alınacak başlıklar; enerji depolamanın mevzuat yapısı, şebeke planlaması, batarya teknolojilerindeki gelişmeler, yan hizmetler piyasasının dönüşümü, üretim ve tedarik zinciri dinamikleri ile finansman modelleri gibi konuları kapsıyor. Etkinliğin mottosu olan “Bölgenin Batarya Üssü: Türkiye”, oluşturulan düzenleyici destek mekanizmaları, yatırımcı ilgisi ve sektörün hızla gelişen yapısı göz önüne alındığında, gerçeğe dönüşme potansiyeli yüksek bir hedef olarak değerlendiriliyor.
Kongre aynı zamanda Türkiye’nin enerji dönüşümünde finansal araçların, uluslararası iş birliklerinin ve yeni iş modellerinin önemine dikkat çeken bir perspektif sunuyor. Bu çok boyutlu yaklaşım, depolamanın yalnızca teknik bir konu olarak değil; enerji politikası, sanayi stratejisi ve ekonomik kalkınmanın kesişim noktasında değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Türkiye’nin Konumu: Niş Bir Pazardan Bölgesel Merkeze
Türkiye, son yıllarda attığı düzenleyici adımlar ve özel sektörün dinamizmi sayesinde depolama alanında kısa sürede ciddi bir ölçek oluşturdu. Depolamalı üretim kapasitesinin gigavatlar seviyesine ulaşması, ülkeyi Avrupa’da depolama alanında en iddialı hedeflere sahip ülkeler arasına taşıyor. Bu gelişmeler, Türkiye’nin yalnızca kendi arz güvenliğini güçlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda bölgesel enerji piyasaları için bir teknoloji ve hizmet merkezi olma potansiyelini güçlendiriyor.
EDEDER’in vizyonunda da vurgulanan “Bölgenin Batarya Üssü: Türkiye” mottosu hem mevcut dönüşümü hem de önümüzdeki yıllarda ortaya çıkabilecek ekonomik ve teknolojik fırsatları yansıtan bir yön gösterici niteliği taşıyor.
-
Güneş Enerjisi4 hafta önceYüzde 60 eğimli arazide ilk güneş enerjisi santrali Adana’da
-
Yenilenebilir Enerji4 hafta önceEDSİS, ENERGY STORAGE SYSTEMS SUMMIT EUROPE 2025’TE TÜRKİYE’Yİ TEMSİL ETTİ
-
ELEKTRİK1 hafta önceEDEDER Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi’nde
-
ELEKTRİK3 hafta önceAksa Jeneratör, Avrupa ve Afrika’daki Yatırımlarıyla Küresel Gücünü Artırıyor
-
ELEKTRİK3 hafta önceSungrow, Enerji Depolama Çözümleri ile Türkiye’de
-
Güneş Enerjisi3 hafta önceEksim Enerji CEO’su Arkın Akbay:“1 GW Kurulu Güç Eşiğini Aştık”
-
Yenilenebilir Enerji4 hafta önceAksa Enerji’den 9 Ayda 10 Milyar TL FAVÖK
-
Güneş Enerjisi1 hafta önceSokak lambaları elektrik üretecek, her direk bir GES’e dönüşecek!


