Connect with us

Yenilenebilir Enerji

TÜRKİYE’DE ENERJİ VERİMLİLİĞİNE VE YÖNETİMİNE EN FAZLA HARCAMA YAPAN SANAYİCİ VE İHRACATÇI FİRMALAR ARAŞTIRMASI SONUÇLANDI


Türkiye sanayicisi ve ihracatçısının enerji verimliliği ve yönetimi performansını ilk kez ölçen araştırma, firmaların enerji verimliliğine ve yönetimine ne kadar yatırım yaptığını ve gündemlerindeki ihtiyaçlarını belirledi

Bu yıl ilki gerçekleştirilen “Enerji Verimliliğine ve Yönetimine En Fazla Harcama Yapan Sanayici ve İhracatçı Firmalar” (Türkiye EN-VERİM 100) araştırması, Türk sanayisi ve ihracat dünyasının enerji verimliliği ve yönetimi performansını belirledi. Araştırma, ihracat sıralamasındaki ilk 1000 ihracatçı firma ile İstanbul Sanayi Odası İlk 500 firmalarına gönderilen ankete verilen yanıtlara göre şekillendi. 

Araştırma anketinin soruları, T. C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji Verimliliği ve Çevre Dairesi Başkanlığı ile Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği’nin (EYODER) öneri ve katkılarıyla hazırlandı. 

Araştırma, altı ana performans başlığındaki sorulara firmaların yanıt olarak beyan ettikleri verilerden ve bu verilere göre aşağıdaki başarı sıralamalarından oluştu.

EN-VERİM 100 ARAŞTIRMASI VERİLERİ NELERDEN OLUŞUYOR? 

 

  • Enerji Verimliliğine En Fazla Harcama Yapan Firmalar
  • Enerji Yönetimine En Fazla Harcama Yapan Firmalar
  • Enerji Etüdüne En Fazla Harcama Yapan Firmalar
  • Enerji Yönetiminde En Fazla İstihdam Yapan Firmalar
  • Enerji Yönetiminde En Fazla Kadın İstihdam Eden Firmalar
  • Enerji Yönetimi Kapsamında Eğitime En Fazla Harcama Yapan Firmalar

 

Araştırma, firmalarımızın enerji verimliliği ve yönetimi performansını dünyaya da anlatacak etkin bir referans kaynağı olması için Türkçe ve İngilizce dijital formatta hazırlanarak, dünyanın fikir liderleri ve uluslararası basınla paylaşılacak.  

EN-VERİM 100 Araştırması, her yıl tekrarlanarak, Türkiye sanayisinin enerji verimliliği ve enerji yönetimi alanındaki durumunu daha iyi anlamak ve gelecekteki gelişim süreçlerini izlemek için değerli bir referans kaynağı oluşturacak. Katılımcı firmaların, enerji verimliliği alanında gerçekleştirdikleri yatırımlar, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına ve rekabet avantajı elde etmelerine katkı sağlayacak.

 

2023 YILI ENERJİ VERİMLİLİĞİNE EN FAZLA HARCAMA YAPAN İLK 50 FİRMA
SIRA FİRMA Enerji Verimliliği Harcamaları (TL)
1 Türkiye Şişe Ve Cam Fabrikaları A.Ş. 630.000.000
2 Esan Eczacıbaşı Endüstriyel Hammaddeler San. Ve Tic. A.Ş. 173.000.000
3 Cfn Kimya San. Ve Dış Tic. A.Ş. 172.025.998
4 Makine Ve Kimya Endüstrisi A.Ş. 105.124.000
5 Nadir Metal Rafineri San. Ve Tic. A.Ş. 100.000.000
6 Tirsan Kardan San. Ve Tic. A.Ş. 61.603.685
7 Elita Gıda San. Ve Tic. A.ş. 42.075.000
8 Cms Jant Ve Makina Sanayii A.ş. 33.382.766
9 Arma Filtre Sistemleri San. Ve Tic. A. ş. 32.390.281
10 Döktaş Dökümcülük Tic. Ve San. A.ş. 28.121.418
11 Kaleseramik çanakkale Kalebodur Seramik Sanayi A.ş. 27.339.840
12 Vitra Karo San. Ve Tic. A.ş. 25.000.000
13 Petkim Petrokimya Holding A.ş. 24.991.373
14 Çimsa Çimento San. Ve Tic. A.Ş. 20.395.773
15 Star Rafineri A.ş. 20.252.894
16 Kordsa Teknik Tekstil A.ş. 16.830.104
17 Anadolu ısuzu Otomotiv San. Ve Tic. A.ş. 14.840.024
18 Ekiciler Süt Gıda Tarım Hayvancılık San. Ve Tic. A.ş. 13.800.000
19 Zahit Alüminyum San. Tic. A.Ş. 12.955.206
20 Ravago Petrokimya üretim A.ş. 12.700.000
21 Türk Prysmian Kablo Ve Sistemleri A.ş. 12.500.000
22 Norm Salihli Vida Ve Cıvata Makine San. Ve Tic. A.ş. 11.711.250
23 Asaş Alüminyum San. Ve Tic. A.ş. 11.519.979
24 Abdioğulları Plastik Ve Ambalaj Sanayi A.ş. 10.276.328
25 İsmini Açıklamak İstemiyor 8.138.406
26 Ozanteks Tekstıl San.ve Tıc.a.s. 8.000.000
27 Roketsan Roket San. Ve Tic. A.ş. 6.158.858
28 Bossa Ticaret Ve Sanayi Işletmeleri T.a.ş. 5.520.000
29 Almaxtex Tekstil San. Ve Tic. A.ş. 5.386.998
30 Doğanlar Mobilya Grubu Imalat San. Ve Tic. A.ş. 4.797.400
31 Aka Otomotiv San. Ve Tic. A.ş. 4.581.000
32 Fnss Savunma Sistemleri A.ş. 4.500.000
33 Ege Profil Tic. Ve San. A.ş. 4.361.000
34 Norm Somun San. Ve Tic. A.ş. 3.955.800
35 Hes Hacılar Elektrik San. Ve Tic. A.ş. 3.500.000
36 Odelo Otomotiv Aydınlatma A.ş. 3.244.766
37 Humanis Sağlık A.ş. 2.979.209
38 Rollmech Automotive San. Ve Tic. A.ş. 2.882.462
39 Er-bakır Elektrolitik Bakır Mamulleri A.ş. 2.793.665
40 Kardemir çelik Sanayi A.ş. 2.744.000
41 Erak Giyim San. Ve Tic. A.ş. 2.500.000
42 Inci Gs Yuasa Akü San. Ve Tic. A.ş. 2.200.000
43 Tat Gıda Sanayi A.ş. 1.557.124
44  Sarkuysan Elektrolitik Bakır San. Ve Tic. A.ş. 1.500.000
45 Enka Süt Ve Gıda Mamülleri San. Ve Tic. A.ş. 1.334.691
46 Norm Civata Sanayi Ve Ticaret Anonim şirketi 1.265.000
47 İsmini Açıklamak İstemiyor 1.245.000
48 Erdemir çelik Servis Merkezi San. Ve Tic. A.ş. 1.185.000
49 Jantsa Jant San. Ve Tic. A.ş. 1.081.162
50 Europen Endüstri Inşaat San. Ve Tic. A.ş. 1.045.632
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yenilenebilir Enerji

“Yenilenebilir hidrojen, öncelikle karbonsuzlaşması zor sanayi ve ulaştırma sektörlerinde yaygınlaşacak”


HURA Enerji Dönüşümü Merkezi, Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Sürecinde Yenilenebilir Hidrojen: Öncelikli Uygulama Alanları ve Politika Önerileri’ raporunu yayınladı.

Çalışmada, Türkiye ekonomisinin karbonsuzlaşmasında önemli bir rol oynaması beklenen yenilenebilir hidrojen ve türevlerinin sektörel kullanım alanları incelendi. Raporda, yenilenebilir hidrojen ve türevleri için öncelikli sektörler belirlenirken, Türkiye’de söz konusu sektörlerin yapısal analizinin yanı sıra sektörel fayda-maliyet analizleri de yürütüldü. Yenilenebilir hidrojen ve türevlerinin 2053 yılına kadar Türkiye ekonomisinde oluşturabileceği sektörel faydalar hesaplanırken, yenilenebilir hidrojen ekosistemi ve piyasasına dair politika önerilerine yer verildi.

Rapor, SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi ve İzmir Kalkınma Ajansı tarafından bugün düzenlenen bir çevrimiçi lansman toplantısı ile duyuruldu.

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, yenilenebilir hidrojen ve türevlerinin Türkiye’nin sanayi ve ulaşım gibi karbon yoğun sektörlerinde karbonsuzlaşmayı sağlamak ve enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için büyük bir potansiyel taşıdığını vurguladı. Güllü, “Bununla birlikte hidrojenin azami fayda sağlayacağı sektörlerde kullanımına öncelik verilmesi, diğer karbonsuzlaşma teknolojileriyle doğrudan rekabete girmemesine özen gösterilmesi ve doğrudan elektrifikasyonu tamamlayıcı bir rol üstlenmesi gerekiyor. Yenilenebilir hidrojenin öncelikli sektörlerde kullanımının teşvik edilmesi temel strateji olmalı. Yenilenebilir hidrojen ekosistemi, yatırımcılar açısından öngörülebilir bir piyasa ortamı oluşturulması ile sağlanabilir. Bunun için ise yenilenebilir hidrojeni de içeren bütüncül enerji dönüşümü politikalarına ihtiyacımız olacak” diye konuştu.

İzmir Kalkınma Ajansı Yatırım Destek Ofisi Koordinatör V. ve Yenilik ve Girişimcilik Politikaları Birim Başkanı Dr. M. Sencer Özen, yaptığı konuşmada, “Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması sera gazı emisyonu yüksek, enerji yoğun sektörlerde dönüşümü zorunlu kılmaktadır. Sektörlerin karbonsuzlaşma süreçleri ve yeşil dönüşümde son yıllarda öne çıkan yenilenebilir hidrojen ve türevleri 2053 net sıfır emisyon hedeflerimize ulaşma bakımından da büyük bir potansiyel sunmaktadır. Yatırım perspektifi açısından ülkemizin, sahip olduğu yenilenebilir enerji kaynakları ile küresel hidrojen pazarında güçlü bir oyuncu olacağı değerlendirilmektedir. Ülkemizde yenilenebilir hidrojen teknolojilerinin yaygınlaştırılması ve piyasa temelli mekanizmaların oluşturulması için Avrupa Birliği düzenlemeleri açısından öncelik arz eden sektörler başta olmak üzere stratejik alanlarda fosil yakıtlar yerine hidrojene geçiş strateji ve altyapısının oluşturulması oldukça önemlidir” dedi.

SANAYİ VE ULAŞTIRMA ÖNCELİKLİ SEKTÖRLER

Raporda, yenilenebilir hidrojen teknolojisi ile ilgili araştırma-geliştirme süreçlerinin ve verimlilik artırım konusundaki çalışmaların devam etmesi nedeniyle, kısa-orta vadede sınırlı miktarda yenilenebilir hidrojen kullanılabileceği vurgulanıyor. Bununla birlikte, yenilenebilir hidrojenin diğer karbonsuzlaşma teknolojileriyle (ısı pompaları, elektrikli araçlar vb.) doğrudan rekabete girmemesinin önemine dikkat çekilerek, hidrojenin, rüzgar ve güneşten üretilen elektriğin verimli kullanımını destekleyerek doğrudan elektrifikasyonu tamamlayıcı olması gerektiği belirtiliyor.

Yenilenebilir hidrojenin Türkiye sanayisinin öncelik ve katma değer açısından ilk olarak gübre, demir-çelik, kimya ve petrokimya (rafineriler dahil) sanayinde, orta-uzun vadede ise cam, seramik sektörleri ile uzun mesafe taşımacılığında kullanılabileceği belirtilen çalışmada, 2025-2053 yılları arasında sektörler bazında değerlendirme yapılarak yenilenebilir hidrojen kullanılması halinde kümülatif fayda ve emisyon azaltımı sonuçlarının ne olacağı incelendi.

Demir-Çelik: Türkiye, 2023 yılında 33,7 milyon ton (Mt) üretim ile dünyada en büyük sekizinci çelik üreticisi ve en büyük dokuzuncu ihracatçısı oldu. Diğer ülkelerin aksine üretimin yüzde 70’inden fazlası elektrik ark ocaklarıyla yapılmakta. Bu durum, elektrifikasyon kapsamında Türkiye’nin dünya ortalamasına (yaklaşık yüzde 35) kıyasla daha iyi bir durumda olduğunu gösteriyor. Yürütülen fayda-maliyet analizleri sonuçlarına göre, sektörde yenilenebilir hidrojen kullanımının kümülatif faydası 2025-2053 yılları arasında 9,5 milyar dolar, öngörülen emisyon azaltımı ise 85,8 Mt CO2 olarak hesaplandı.

Çimento, Cam ve Seramik: 2023 yılında 81,5 Mt’a ulaşan çimento üretimi ile Türkiye küresel ölçekte beşinci, Avrupa’da ise lider üretici konumunda. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamında olan çimento sektöründe, AB ülkelerine ihraç edilecek çimento ve çimento ham maddesi klinkerin karbon yoğunluğunun düşürülmesi gerekiyor. Yenilenebilir hidrojen kullanımı, çimento sektörü kaynaklı emisyonları yüzde 35-40 seviyesinde önleyebilir.

Cam üretim sürecinde hidrojenden yararlanabilmek için fırın teknolojisinin ve yanma süreçlerinin hidrojen alevinin özelliklerine uyumlu olarak tasarlanması gerekiyor. Çimento, cam ve seramik sektöründe fırınlarda yüksek ısı ihtiyacı için yakıt olarak yenilenebilir hidrojen kullanımı ile 2025-2053 döneminde kümülatif olarak 50,3 milyar dolar fayda ve 272,6 Mt karbon emisyon azaltımı sağlanabileceği öngörülüyor.

Kimya, Petrokimya ve Gübre: Kimya sektörü ağırlıklı olarak petrokimya, gübre, ilaç vb. ürünlerin üretiminin gerçekleştiği tesislerden oluşmakla birlikte, sektörün enerji tüketiminin yüzde 64’ü hem ham madde hem de yakıt olarak kullanılan fosil yakıtlardan oluşuyor. 2025-2053 boyunca kimya, petrokimya ve gübre sektörlerinde yenilenebilir hidrojen kullanımının toplam faydası yaklaşık 6 milyar dolar, emisyon azaltımı ise 32 Mt CO2 olarak hesaplandı.

Ulaştırma: Sektörde, özellikle uzun mesafe taşımacılığı Türkiye’nin uluslararası ticareti kapsamında kritik öneme sahip. 2023 yılında ihracatın yüzde 65,9’u, ithalatın ise yüzde 68,7’si uzun mesafe taşımacılığıyla gerçekleştirildi. Ulaştırmada kısa vadede doğrudan elektrifikasyonun öncelikli bir strateji olması; orta vadede ise uzun mesafe taşımacılığında, hidrojen ve türevlerinin daha yaygın olarak kullanılması bekleniyor. Ulaştırma sektörü kapsamında yapılan fayda-maliyet analizi sonucunda, yenilenebilir hidrojen ve türevlerinin kullanımı ile 2025-2053 döneminde kümülatif olarak 17,6 milyar dolar fayda ve 207,6 Mt karbon emisyonu azaltımı sağlanabileceği hesaplandı.

Elektrik sektörü: Elektrik sektöründe yenilenebilir hidrojenin depolanarak kullanımı öncelikli bir strateji olarak değerlendirilmiyor. Uzun vadede, güneş santrallerinin şebekede yüksek kapasiteye ulaşması durumunda yenilenebilir hidrojenin mevsimsel depolama için kullanılması arz güvenliğini ve şebeke esnekliğini artırmada kullanılabilir. Analiz sonuçları elektrik sektöründe yenilenebilir hidrojenin kullanılmasının projeksiyon dönemi boyunca toplam 47 milyar dolar fayda ve 429 Mt karbon emisyonu azaltımı sağlayabileceği değerlendiriliyor.

 

Raporda, Türkiye’de yenilenebilir hidrojenin kullanımının başlaması için şu öneriler getirildi:

 

  • Yenilenebilir hidrojen ve türevlerinin en faydalı oldukları ve doğrudan elektrifikasyonun tek başına yetersiz kaldığı sektörlerde kullanımına öncelik verilmeli.
  • Doğrudan elektrifikasyonun, net sıfır karbon emisyonlu bir ekonomiye geçişte yeterli olmadığı sektörlerde özel hedefler oluşturularak yenilenebilir hidrojen ve türevlerine olan talep teşvik edilmeli.
  • Yerli arzı teşvik etmek için yenilenebilir hidrojen üretimine mali teşvikler sağlanmalı.
  • Ulaşım sektöründe enerji dönüşümü teşvik edilerek yenilenebilir hidrojen ekosistemi oluşturulmalı.
  • Hidrojenin üretimi, taşınması, dağıtımı ve kullanımı açısından havalimanı ve liman altyapıları iyileştirilmeli.
  • İdari izin süreçleri ve ilgili destek mekanizmalarının belirlendiği, sektörler arası üretim ve gelişim planlarını koordine eden bir kamu birimi oluşturulmalı.
  • Ticari olarak yaygınlaştırılması için kamu-özel sektör ortaklıkları kapsamında karma finansman imkanları sağlanabilir.
  • Sanayide kullanılacak yenilenebilir hidrojene ilişkin teknik ve güvenlik standartları yasal bir çerçeve kapsamında düzenlenmeli.
  • Elektrik sektöründe kullanılacak yenilenebilir hidrojenin üretimi ve depolanmasına yönelik teknik standartlar oluşturulmalı.
  • Yenilenebilir hidrojen üretim fazlası için ihracat stratejisi oluşturulmalı.
  • Elektrolizör teknolojilerinin yurt içinde geliştirilmesi için Ar-Ge faaliyetleri desteklenmeli.
Continue Reading

Yenilenebilir Enerji

Polat Enerji ve T Dinamik, Geycek Santralleri İçin 13,4 MWh Enerji Depolama Sistemi Kuruyor


Polat Enerji, Geycek Enerji Santali’nde depolamalı kapasite artışı kapsamında Türkiye’nin ilk Rüzgar+Güneş Hibrit santrallerine entegre enerji depolama tesisi için T Dinamik ile sözleşme imzaladı.

Polat Enerjinin Kırşehir, Mucur’da 168 MW rüzgar 46,6 MW güneş kurulu gücüyle Türkiye’nin en büyük yenilenebilir santralleri arasında yer olan Geycek santrallerine T Dinamik iştiraki Tegnatia tarafından 10 MW gücünde, 13,4 MWh kapasiteli enerji depolama sistemi kurulacak. Proje kapsamında, dünya çapında enerji depolama alanında lider olan Sungrow markasının ürünleri kullanılacak.

Bu sözleşme, Türkiye’nin ilk Şebeke Ölçekli Rüzgar, Güneş ve Batarya Enerji Depolamalı Sistemli hibrit santralinin hayata geçmesi sürecinin ilk adımı olacaktır. Yenilenebilir enerji üretiminde sürdürülebilirlik, yenilikçilik ve verimliliği ön planda tutan Polat Enerji, bu yatırım ile birlikte Türkiye’nin bu sektörde yine ilklerden biri olmayı hedeflemektedir.

Projenin hayata geçmesiyle birlikte, rüzgar ve güneş enerjisi kaynaklarından elde edilen üretim, batarya enerji depolama sistemleri aracılığıyla en verimli şekilde yönetilecek. Bu entegre yapı, şebeke kararlılığına katkı sağlarken, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını maksimum düzeye çıkararak Türkiye’nin enerji bağımsızlığına ve enerji dönüşümüne destek olacaktır.

Polat Enerji, T Dinamik Enerji ve Tegnatia EPC iş birliğiyle gerçekleşecek proje ile Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesine önemli bir katkı sağlayacak.

Continue Reading

Yenilenebilir Enerji

Milpes’ten tasarımı ve yazılımı yerli invertör


Enerji Günlüğü’den Mahmut Dayıoğlu’nun özel haberine göre Enerji arz güvenliği ve buna bağlı olarak enerji bağımsızlığı sadece Türkiye’nin değil, tüm ülkelerin öncelikli meselelerinden biri. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın açıkladığı stratejik planlar, YEKA projeleri ve durmaksızın süregiden enerji diplomasisi bu önceliğin bir ispatı. Enerji ana başlığı altında en çok gündeme gelen alt başlıklar ise sürdürülebilirlik, yenilenebilir kaynaklar ve enerjide yerlilik olarak dikkat çekiyor. 

Bir ülkenin kendi enerji kaynaklarını kendi geliştirdiği ekipmanlarla üretmesi de stratejik öneme sahip. Bu yerlilik bir yandan dışa bağımlılığı ortadan kaldırırken, diğer yandan da milli kaynakların ve servetin yurtiçinde kalmasını sağlıyor.

Son dönemde kurulumları artan yenilenebilir enerji santrallerinde de devletin getirdiği önemli yerlilik şartları var. Örneğin Enerji Bakanlığı’nın açıkladığı YEKA şartnamelerinde tekliflerin en az yüzde 75 yerlilik oranına sahip olmaları gerekiyor. Bu şartlar, Çin mallarının egemenliğindeki ekipman pazarında yerli girişimlerin de filizlenmesini sağlıyor.

Bu girişimlerden biri de Ankara merkezli Milpes Elektronik. Şirket, 1995 yılında kurulan ve sektörde enerji altyapısına yönelik alıp yerine getirdiği taahhüt işleriyle tanınan Ayduran Elektrik’in bir kolu.

Sektörde artan güneş enerjisi santral yatırımlarını takip ederek güç elektroniği alanında bir fırsat görüp bu alana yatırım yapan Milpes, tamamen yerli malzeme, işçilik ve yazılım kullanarak kendi invertörlerini üretmeye başlamış. Milpes Elektronik Yönetim Kurulu Başkanı Bilal Ayduran, Enerji Günlüğü’nün sorularını cevapladı:

Ayduran Elektrik ve Milpes Elektronik ne iş yapar bize anlatır mısınız?

Ayduran Enerji 1995 yılında kuruldu. Biz enerji alanında faaliyet gösteriyoruz. Daha çok elektrik altyapı taahhüt işleri, dağıtım ve iletim sektörü altyapısında tesis işleri yapıyoruz. 2010 yılında biri Artvin’de biri Antalya’da 2 hidroelektrik santral yatırımımız oldu. Böylece enerji sektörünün diğer bir koluna da girmiş olduk. 2023 yılı itibariyle kurduğumuz Milpes Elektronik adlı şirketimizle de güç elektroniği alanında yer almak istedik.

Taahhüt işi yapan bir firma neden üretime girmek ister?  

Taahhütte belli bir süre iş yaptıktan sonra başka bir alana kaymanız gerekiyor. Baktığınız zaman Türkiye’deki taahhüt şirketlerinin hepsinin bir değişim geçirdiğini görürsünüz. Solar invertör kısmında böyle bir fırsat görünce şirket olarak buna yatırım yapmak istedik.

Bu yöndeki kararınızdan sonra nasıl ilerlediniz? 

1731838845731.jpegMilpes Elektronik 2023 yılında kuruldu. Güç elektroniği alanında başladık ama şu an özellikle ilgilendiğimiz konu solar invertör üretimi. Buna da deneyimli Ar-Ge ekibimizle birlikte yola çıkarak başladık. Ekibin özellikle solar invertör konusunda yaklaşık 6-7 yıllık tecrübe ve bilgi birikimi var. Bir Ar-Ge laboratuvarı kurduk. Burada ilk ürünümüzü tasarlamaya başladık. İnvertörlerin tasarımından yazılımına kadar her şeyi yerli kaynaklarla yapıldı. Tamamen kendi üretimimiz. Herhangi bir dışa bağımlılığımız yok bu konuda. Şu anda 25 kW ve 33 kW’de iki ürünün tasarımı bitti, testlerini de başarıyla geçti, Aralık ayında üretime başladık.

Seri üretim mi olacak sipariş bazlı mı üretim yapacaksınız? 

Sektörde daha çok proje bazlı çalışıldığı için tabii ki sipariş bazlı üretim bizim önceliğimiz olacak. Belli bir miktar stok yapılır mutlaka ama daha çok sipariş bazlı gideceğiz.

Farklı ürünler de gelecek mi? 

Az önce de söylediğim gibi, bu iki üründe üretime Aralık ayında başladık. Ar-Ge çalışmaları da devam ediyor, çünkü bu iki ürünle sınırlı kalmayacağız. Özellikle 50 kW ve 125 kW ürünlerimizi de 2025 yılı içinde çıkarmayı planlıyoruz. Üretimlerimiz bunlarla devam edecek.

25 kW ve 33 kW dediniz, bunların diğer özelliklerinden söz edebilir misiniz? 

Bu ürünler çatıda veya arazide kullanılabilir. Öyle bir ayrım yok. Ama arazi GES’ler daha yüksek güçlerde olduğu için 100 kW bir tane yerine 33’ten 3 adet kullanmanız gerekir. Orada bir fayda-maliyet analizi yapılması gerekiyor. Onun için bu güçler daha çok küçük arazi GES’leri veya çatı tipi GES’ler için uygun. Ama 50 ve 125 kW’lık invertörler çıktığında onlar arazi GES’lere daha uygun olacak.

Bu işe karar verdikten sonra ne tür zorluklarla karşılaştınız? İşler nasıl ilerledi? 

Bu işlerin Ar-Ge kısmı hep zordur. Ama bizim en çok zorlandığımız kısım tasarım oldu. O aşama çok zaman alıyor. Bir yatırım yapıyorsunuz, finansman bulmanız, koymanız gerekiyor. Türkiye’de yatırım ortamında faizler çok yükseldi. Dolayısıyla biz bunu hep özsermayeden yapmak durumunda kaldık. Uygun krediler, destekler olmadı. Şu ana kadar tamamen özkaynaklarla finanse ettiğimiz bir proje.

TÜBİTAK veya üniversitelerden herhangi bir destek aldınız mı?

milpes-vertical.jpgTÜBİTAK’tan Ar-Ge desteği aldık. Projemiz desteğe uygun görüldü. Şu anda bitmek üzere olan bir destek programındayız. Bunun dışında yatırım teşvik belgesi aldık. Farklı başvurularımız da var ama şu ana kadar alabildiklerimiz bunlar.

Bu alanda çok rekabet var. Yabancı markaların yanında başka yerli girişimler de varken, yatırımcılar neden sizinkini tercih etsin ki? 

Önce yerlilik kavramını bir tartışmak lazım. İnvertör üreten yerli şirketler olduğunu biliyoruz. Bir sürü firma farklı komponentlerde de “yerli üretim yapıyoruz” diyor ama bunların ne kadarının tasarımı, yazılımı kendilerine ait, orası tartışılır. Peki bizi niye tercih etsinler? Öncelikle, bütün tasarım ve yazılım ile uzaktan izleme sisteminin kendimize ait olduğu için kimseye bağımlı olmadığımızı söyleyeyim. Dolayısıyla kullanıcılara, kendilerine yönelik çözümler de sunabiliyoruz. Bir sıkıntı, sorun çıktığı zaman anında müdahale edebiliyoruz, hemen değiştirebiliyoruz. Başka birinden izin almamız veya başka bir tasarımı incelememiz gerekmiyor.

Yerli ürün kullanımı teşvik edildiği için şu anda işin önü açık görünüyor, peki daha ilerisi için neler öngörüyorsunuz? 

Enerji bakanlığının açıkladığı strateji planlarına göre, 2030 ve 2050 enerji yatırımı hedeflerinde büyük çoğunluğun GES yatırımı olduğunu görüyoruz. GES yatırımı olduğu sürece invertör ihtiyacı bitmeyecek. Biz invertör ihtiyacının önümüzdeki senelerde daha da büyüyeceğini düşünüyoruz. Bizim en önemli motivasyonumuz da bu zaten.

Yerlilik konusunda görüşleriniz nedir?

Yerlilik kavramı biraz tartışmalı. Yurtdışından parçaları getirip, burada birleştirip “Biz yerliyiz” diye ortaya çıkan da var. Dolayısıyla bizi korkutan şeylerden biri Avrupa Birliği ve ABD’nin yaptırımları nedeniyle Çinli firmaların Türkiye’ye gelip yerliymiş gibi üretim yapmaları ve bu ürünleri satmaları. Başka alanlarda bunu yapan firmalar var. Bu da devletin verdiği teşviği baltalayan bir uygulama oluyor.

Yani devlet gerçek yerlileri korumalı diyorsunuz…  

Şu anda otomotivde, elektrikli otomobillerde de aynı şeyi konuşuyoruz. Güneş panelinde de aynı şeyler oldu ve engelleme getirildi. Hücre üretimi yapılması gerekiyor. Ama bundan önce serbestti, iki yıl boyunca herkes her şeyi sattı. Bir sabah kalktığımızda farklı bir yönetmelikle karşılaşabiliriz. Enerji piyasasında yatırımcıları korkutan en büyük sıkıntılardan biri bu. Bu nedenle pek çok şirket Türkiye yerine Avrupa’da, Balkanlar’da, İtalya’da yatırım yapmaya çalışıyor. Bir yatırım yapıyorsunuz, bunun geri dönüşünü hesap ediyorsunuz. Siz yatırıma başladıktan sonra bir de bakıyorsunuz yeni bir karar veriliyor. Yatırımınızın dönüşü 3 sene ise birdenbire 6 sene oluyor. Ya da 6 sene ise 1 seneye düşüyor. Şansa kalmış…

Kaynak: Mehmet DAYIOĞLU Enerji Günlüğü 

Kaynak: Milpes’ten tasarımı ve yazılımı yerli invertör

Continue Reading

En Çok Okunanlar