ELEKTRİK
KJ Power Generator 540 kWh BESS Ürünün Tanıttı
1996’dan bu yana jeneratör ve kesintisiz güç çözümlerinde faaliyet gösteren KJ Power Generator, Volvo Penta ile işbirliğini enerji depolama alanına taşıyarak 540 kWh kapasiteli, hibrit yeteneklere sahip yeni Batarya Enerji Depolama Sistemi (BESS) ürününü tanıttı. Türkiye’de geliştirilip üretilen sistem, şebeke esnekliğini artırırken yenilenebilir kaynakların 7/24 güvenilir biçimde devreye alınmasını sağlayacak.
Kısa not: Bu iş birliği, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 17 (Amaçlar İçin Ortaklıklar) anlayışıyla, teknoloji ve üretim ekosistemleri arasında verimli bir koordinasyon hedeflemektedir.
KJ Power Generator; dizel ve doğalgazlı jeneratör, mobil jeneratör, ışık kuleleri, senkronizasyon ve kojenerasyon çözümleriyle 120’den fazla ülkeye ihracat yapıyor ve ürünlerinde yüksek ihracat payına sahip. Yeni BESS platformu, şirketin jeneratör tecrübesini enerji depolama ve akıllı kontrol yazılımlarıyla birleştirerek, endüstri, altyapı ve afet yönetimi gibi kritik alanlarda kesintisiz enerji sağlamayı hedefliyor.
İş Birliğinin Önemi
- Küresel teknoloji + yerli mühendislik: Volvo Penta’nın batarya teknolojilerindeki birikimi, KJ Power Generator’ın enerji mühendisliği ve üretim gücüyle birleşti.
- 540 kWh hibrit BESS: GES/RES gibi kesintili kaynakların sürekliliğini sağlayan, on-grid/off-grid çalışabilen, çift yönlü invertere sahip ölçeklenebilir mimari.
- Yeşil dönüşüme katkı: Proje, SKA 7 (Erişilebilir ve Temiz Enerji), SKA 11 (Sürdürülebilir Şehirler) ve SKA 13 (İklim Eylemi) gibi hedeflerle uyumludur. SKA 17 (Amaçlar İçin Ortaklıklar) çerçevesinde çok paydaşlı iş birliği yaklaşımı benimsenmiştir.
Ürün Özellikleri ve Kullanım Senaryoları
- Ölçeklenebilir mimari: Birden fazla ünite senkronize edilerek kapasite artırılabilir.
- Çift yönlü güç elektroniği: Şebekeye senkron, pik yükleri sönümleme; mikroşebeke ve izole sahalarda 7/24 enerji.
- Uzak izleme ve entegrasyon: SCADA entegrasyonu, uzaktan yönetim ve öngörücü bakım.
- Güvenlik ve dayanıklılık: IP korumalı kabin, darbe/titreşim sönümleme, gelişmiş BMS ile emniyetli işletim.
- Isıl yönetim: Kapalı devre sıvı soğutma ile hücreler arası sıcaklık dengesi, yüksek C-rate’lerde kararlılık ve sessiz çalışma.
- Taşınabilirlik: Standart konteyner form faktörü sayesinde kara/deniz lojistiğine uygun.
Kapasite örnekleri (540 kWh):
- Yaklaşık 27 evi 4 saat boyunca besleme.
- 6 elektrikli aracı tam kapasite şarj etme.
- Acil durum senaryosunda ~10 metal kesici, 15 ışık kulesi, 15 elektrikli kırıcı, 10 kompresör ve 10 baz istasyonunu 4 saat çalıştırma.
KJ test sahalarında enerji geri kazanımı: Jeneratör testlerinde açığa çıkan enerji, yük bankalarında ısıya dönüştürülmek yerine BESS ile depolanıp tekrar kullanılarak yakıt ve emisyonların düşmesine katkı sağlar; pik yükler dengelenir, test maliyetleri azalır.
Pazar Etkisi ve İhracat
- Türkiye’de ve globalde şebeke esnekliği, yenilenebilir entegrasyonu ve uptime artışı.
- Avrupa’da (Fransa, Hollanda, Litvanya başta olmak üzere) yeşil dönüşüm hedefleriyle uyumlu çözümler.
- Gelişmekte olan ülkelerde mikroşebeke kurulumlarıyla enerjiye erişim ve ekonomik kalkınmayı hızlandırma.
ELEKTRİK
Dicle Elektrik’te Kış Hazırlıkları Başladı
Dicle Elektrik, sorumluluk bölgesindeki Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt’te zorlu yaz mevsiminin ardından elektrik şebekelerini kış şartlarına hazırlamak için bakım ve onarım çalışmalarına hız verdi. Bölgede görevli yaklaşık 2 bin 500 personel ve 425 araçla yürütülen çalışmalar kapsamında, olumsuz hava koşullarından kaynaklanabilecek olası kesintiler henüz gerçekleşmeden önleniyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan şirketin Şebeke Operasyonlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nedim Tüzün, söz konusu bakım süreci için 2 milyar 339 milyon TL’lik kaynak ayrıldığını ifade etti.
Kayıpsız, kesintisiz ve kaliteli enerji dağıtımı hedefiyle çalışmalarını sürdüren Dicle Elektrik, hizmet verdiği Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki 6 ilde, kış mevsimi öncesinde enerji altyapısını güçlendirmeye yönelik bakım ve onarım seferberliği başlattı. Yaz aylarında yoğun elektrik tüketimi ve yüksek sıcaklıklar nedeniyle yıpranan şebekede, arıza önleyici bakım çalışmaları hem şehir merkezlerinde hem de kırsal bölgelerde titizlikle yürütülüyor. Termal kameralar, kısmi deşarj cihazları ve dron filosu gibi ileri teknolojilerle yapılan kontroller sonucunda, potansiyel arızalar henüz gerçekleşmeden tespit ediliyor.
2 bin 348 personel bakım süreçleri için sahada
Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Dicle Elektrik Şebeke Operasyonlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nedim Tüzün, görevli ekiplerin zorlu saha koşullarına rağmen özveriyle çalıştığını belirterek, “150’si mühendis olmak üzere 2 bin 500’e yakın çalışma arkadaşımız ve 425 aracımızla bölgedeki tüm iletim ve dağıtım hatlarını kontrol ediyoruz. Ekiplerimiz bazı bölgelere araçla ulaşamasa da malzemeleri sırtlarında taşıyarak çalışmaları sürdürüyor. Bugüne kadar olumsuz hava koşullarından kaynaklanabilecek 690 olası arıza, henüz gerçekleşmeden yapılan kontrollerle önlendi. Söz konusu bakım süreci için 2 milyar 339 milyon TL’lik kaynak ayırdık” dedi.
Bakım çalışmalarının yüzde 80’i tamamlandı
Kış hazırlıkları kapsamında yapılan çalışmaların büyük bir kısmının tamamlandığını aktaran Tüzün, “Bugüne kadar 220 kilometre iletim hattı ve 402 köy-kırsal trafo postasını yenileyip iyileştirdik. 14 bin 147 adet direk ve 278 adet hücre montajı gerçekleştirdik, 119 pano yenilendi, 115 kesici ölçüm kabini tadilattan geçirildi. Toplamda 33 bin 61 kilometrelik iletim hattı kontrol edildi ve bunun 13 bin 325 kilometrelik kısmında bakım yapıldı. Ayrıca 7 bin 598 direk tipi ve 2 bin 314 bina tipi trafoda da bakım çalışması uygulandı. Şu an bakım onarım çalışmalarının yüzde 80’lik kısmı tamamlanmış durumda. Sadece bu bakım süreci için 2 milyar 339 milyon TL’lik yatırım planladık” ifadelerini kullandı.
ELEKTRİK
Sungrow, Yeni Enerji Depolama Sistemi PowerKeeper’ı Tanıttı
Ticari ve endüstriyel alana yönelik geliştirilen yeni enerji depolama sistemi PowerKeeper, modüler yapısı ve tek noktadan DC bağlantılı tasarımıyla öne çıkıyor. İşletmelere sıfır kayıp, kesintisiz çalışma ve sorunsuz bir kullanım deneyimi sunmak amacıyla geliştirilen PowerKeeper Serisi; sadelik, güvenlik ve kârlılığı merkeze alarak işletmeler için enerji depolamayı yeniden tanımlıyor.
Dünyanın öncü temiz enerji çözümleri markası Sungrow, İtalya’da düzenlenen Sungrow Avrupa C&I ESS Zirvesi’nde ticari ve endüstriyel alan için geliştirdiği yeni enerji depolama sistemi (ESS) PowerKeeper’ı tanıttı. Markanın sıfır kayıp ve sıfır kesinti prensibini temel alan; yüksek performans, kesintisiz çalışma ve maksimum verimlilik özelliklerini bir araya getiren “ACE 007” ve “ACE Profit” vizyonu doğrultusunda geliştirilen PowerKeeper Serisi, Sungrow’un işletmelerin ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sunma yaklaşımının en yeni temsilcisi olarak öne çıkıyor.
Enerji dönüşümü alanında dünyanın önde gelen veri ve analiz kuruluşu Wood Mackenzie’ye göre Avrupa’nın ticari ve endüstriyel (C&I) enerji depolama kapasitesi 2034 yılına kadar 13 kat artarak 33 GW / 77 GWh seviyesine ulaşacak. Elektrik fiyatlarının yükselmesi ve kesintilere karşı güçlü bir enerji sistemine duyulan ihtiyaç, işletmeler için öncelikli hale geliyor. Bu nedenle çözümlerin tasarımdan kuruluma, işletmeden bakıma kadar tüm yaşam döngüsü boyunca sorunsuz bir deneyim sunması ve işletme sürekliliği için güç kararlılığını güvence altına alması kritik önem taşıyor. Buna ek olarak ticari ve endüstriyel kullanıcılar; tüketim profilleri ve finansal öncelikleri birbirinden farklı birçok sektörü kapsıyor. Bu da daha modüler yapıları zorunlu kılıyor.
İşletmeler İçin Enerji Depolamada Yeni Nesil Çözüm: PowerKeeper Serisi
Farklı yapı ve ölçekteki işletmelerin çeşitli ihtiyaç ve beklentilerine yanıt vermek üzere geliştirilen PowerKeeper Serisi, 12,5 kWh modüler tasarımlı esnek bir enerji depolama çözümü sunuyor. Sistem tek bir hibrit inverter ile 50–1000 kWh kapasiteyi 2–8 saat aralığında destekleyebilirken, birden fazla inverter bağlantısıyla kapasite sınırsız şekilde genişletilebiliyor.
PowerKeeper’ın ölçeklenebilir yapısı küçük mağazalardan büyük fabrikalara kadar her tür işletmeye uyum sağlayarak ihtiyaca göre kapasite kurulmasını sağlıyor; gereğinden fazla yatırım yapmayı engelliyor ve bu yolla ilk yatırım maliyetlerini azaltıyor.
10 milisaniyede şebekeden bağımsız moda geçebilen PowerKeeper, kesintisiz enerji sağlıyor ve dahili ATS, 250 kW yüke kadar destek sunuyor. Bu da 2.500 m²’lik bir süpermarket için yeterli güç anlamına geliyor ve ek kabin gerektirmeyerek alan ve maliyet tasarrufu sağlıyor.
Kompakt Yapı ve Hızlı Kurulum
Kolay ve hızlı kurulum imkânı sunan PowerKeeper, 12,5 kWh tek modül veya 50 kWh ön montajlı stack seçenekleri ile geliyor. IP66 sertifikasına sahip ESS çözümü, –20°C ile 50°C çalışma aralığı ve Tip I + II yıldırım direnci ile uzun vadeli güvenilirlik sunuyor. 50 santimetreye kadar su baskınlarına dayanıklı olan PowerKeeper, Kuzey Avrupa’nın soğuk kışında, Güney Avrupa’nın sıcak yazlarında veya Akdeniz kıyılarının tuzlu/korozyonlu ikliminde kararlı bir performans sergiliyor.
Akım, voltaj, hücre sıcaklığı, NTC yüksek sıcaklık algılama ve güvenlik sensörünü içeren 5D uyarı sistemini kullanan PowerKeeper; hücre, paket ve istasyon seviyelerinde üçlü koruma sunuyor. Bu yapı, her bir cihazın kendi içinde koruma sağlayarak günlük kullanım sırasında olası riskleri erken tespit eder ve kullanıcıya daha güvenli, sorunsuz bir operasyon sağlar.
Yapay Zekâ Destekli Akıllı Enerji Yönetimi
PowerKeeper; güneş enerjisi sistemleriyle birlikte kullanım, enerji depolama ve elektrikli araç şarjı, küçük ölçekli yerel şebekeler ve yedek güç çözümleri ile bağımsız ticari ve endüstriyel enerji depolama sistemleri dahil pek çok senaryoya kolayca uyum sağlıyor.
Öz tüketim, arbitraj, FFR ve talep kontrolü dahil birçok gelir akışını destekleyen sistem, gerçek zamanlı elektrik fiyatları, üretim tahminleri ve yük tahminlerine göre kârlılık stratejilerini otomatik optimize eden yapay zekâ tabanlı modlarla geliyor. Bu da kullanıcıların kârlılığı kolayca artırmasına olanak tanıyor.
Bu yaklaşım, sistemin tüm yaşam döngüsünde karşılaşılan ihtiyaçlara çözüm sunarak Sungrow’un ticari ve endüstriyel alandaki portföyünü güçlendiriyor ve şirketin karbon nötr bir geleceğe yönelik kararlılığını pekiştiriyor.
Sungrow Avrupa C&I ESS Zirvesi’nde Pazarın Geleceği Masaya Yatırıldı
İtalya’nın Como kentinde düzenlenen Sungrow Avrupa C&I ESS Zirvesi, 200’ün üzerinde şirket yöneticisi, sektör temsilcisi, iş ortağı ve medya mensubunu bir araya getirdi. Etkinlikte Avrupa’da esnek, maliyet etkin ve düşük karbonlu enerji çözümlerine yönelik artan talep ele alındı. Panel oturumlarında, farklı Avrupa ülkelerindeki gelişmeler, ihtiyaçlar ve düzenleyici çerçeveler değerlendirildi; katılımcılarla bölgenin öne çıkan büyüme fırsatları ve stratejik yaklaşımlar paylaşıldı.
Zirveden elde edilen uzman görüşleri ve müşteri içgörüleri, Sungrow’un Avrupa’nın ticari ve endüstriyel enerji altyapısının modernleşmesi ve karbon azaltımı hedeflerini destekleme konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu.
Sungrow bugün dünya genelinde 1000’den fazla, Avrupa’da ise 200’den fazla ticari ve endüstriyel enerji depolama projesini hayata geçirmiş durumda. Bağımsız ESS, PV+ESS ve PV+ESS+EV şarj çözümlerini kapsayan bu geniş proje portföyü, şirketin hızla gelişen pazarda iş ortaklarını destekleme konusundaki güçlü konumunu pekiştiriyor.
ELEKTRİK
EDEDER Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi’nde
Bu yıl ikincisi 3 Aralık 2025’te Ankara JW Marriot Otel’de yapılacak olan ‘Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi’, ‘Bölgenin Batarya Üssü: Türkiye’ hedefine giden yolda önemli kilometre taşlarından biri olmaya hazırlanıyor.
“EPDK’nın öncülüğünde oluşturulan enerji depolama mevzuatı, Türkiye’yi sadece yenilenebilir enerji alanında değil, bölgesel enerji dönüşümünde de merkez ülke konumuna taşıyor. Bu kapsamlı düzenlemeler; yatırımcıya öngörülebilirlik sağlayan, teknoloji geliştirmeyi teşvik eden ve enerji arz güvenliğini yeni bir seviyeye çıkaran yapısıyla Türkiye’nin stratejik enerji vizyonunun temel taşlarından biri haline gelmiş durumda.
Bu yönde günün gereklerine uygun tüm düzenlemeleri devamını sektörümüz adına hayati önemde buluyoruz” diyen EDEDER Başkan Yardımcısı Ramazan Kaya, 3 Aralık’ta düzenleyecekleri kongrenin Türkiye’yi bu alanda lider ülkelerden biri yapma yolunda kritik önem taşıyacağına inandıklarını belirtti.
Depolama Düzenlemelerinin Gelişimi ve Yeni Çerçeve
Türkiye’de elektrik depolama alanındaki dönüşümün temelinde, son yıllarda oluşturulan düzenleyici çerçeve yatıyor. EDEDER Başkan Yardımcısı Ramazan Kaya, 2021 yılında yürürlüğe giren ‘Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği’nin depolama tesislerinin lisanslanması, şebekeye entegrasyonu ve piyasada faaliyet gösterebilmesi için gerekli ilk kapsamlı zemini hazırladığını belirterek “Bunu izleyen mevzuat güncellemeleri, özellikle depolamalı üretim modeli üzerinden yatırımcılara yeni başvuru imkânları sunarak sektörde ciddi bir ivme yarattı. Enerji Bakanlığımızın 2035 hedefleri kapsamında 120 GW düzeyinde rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımı öngörülürken, EPDK’nın ortaya koyduğu kapasite tahsisleri de bu vizyonun en somut göstergelerinden biri oldu. Küresel ölçekte 2022 yılında toplam 200 GW kapasite tahsisi yapılmış olmasına rağmen, EPDK’nın tek seferde yayımladığı 34,5 GW’lık kapasite tahsisi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki kararlılığını ve bölgesel güç olma hedefini açıkça ortaya koyuyor” değerlendirmesinde bulundu.
Bu kapsamlı kapasite tahsisinin yerli üretimi destekleyen, enerji arz güvenliğini güçlendiren ve Türkiye’nin sürdürülebilir enerji politikalarıyla uyum içinde bir adım olduğunu söyleyen Ramazan Kaya, “Bu adımlar sayesinde depolamalı yenilenebilir enerji projelerinde kapasite tahsisleri bugün onlarca gigavat ölçeğine ulaşmış durumda. Gerek depolamalı RES ve GES projeleri gerekse müstakil depolama yatırımları açısından Türkiye kısa sürede güçlü bir yatırımcı ilgisi çekti. Son dönemde yapılan düzenlemelerle teminat, sermaye şartları ve yükümlülükler daha net hâle getirilerek sektörde bir güvenlik çerçevesi tesis edildi. Bu yaklaşım, depolamanın artık ‘tamamlayıcı unsur’ değil, enerji sisteminin stratejik bir bileşeni olarak değerlendirildiğini gösteriyor” şeklinde konuştu. Kaya, 3 Aralık’ta Ankara’da yapılacak EDEDER Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi’nin hem Türkiye’den hem de uluslararası arenadan konunun en üst düzey uzmanlarını bir araya getirecek olması nedeniyle ‘enerji dönüşümünde depolamanın geleceğini ve rolünü’ şekillendirmede kilit bir rol oynayacağına inandıklarını vurguladı.
Depolama Neden Stratejik Önem Taşıyor: Arz Güvenliği, Esneklik ve Şebeke Yönetimi
Yenilenebilir enerjinin payının hızla arttığı bir sistemde depolama, arz güvenliğini güçlendiren ve şebeke esnekliğini artıran temel mekanizma hâline geliyor. Batarya sistemleri kısa vadeli frekans ve gerilim kontrolünden gün içi dengeleme ve pik talep yönetimine kadar geniş bir fonksiyon yelpazesine sahip. Bunun yanında, belirli bölgelerde iletim ya da dağıtım yatırımlarına alternatif oluşturarak şebeke maliyetlerini düşürücü bir etki yaratıyor.
Bu süreç yalnızca teknik bir yatırım konusu değil; aynı zamanda piyasa tasarımı, yan hizmetler yapısı, kapasite mekanizması ve veri yönetimi gibi alanlarda uyumlu bir regülasyon yaklaşımını da gerektiriyor. Türkiye’de bu çerçevenin giderek olgunlaşması, yatırımcıların önünü görebildiği bir depolama piyasası yaratılmasına yardımcı oluyor. EPDK’nın son yıllarda attığı adımlar, bu yapının kurulmasında belirleyici olmuş durumda; ancak bu katkılar sektörle birlikte gelişen, çok paydaşlı bir dönüşümün doğal sonucu olarak ortaya çıkıyor.
İberya Kesintisi: Esneklik Yatırımlarının Neden Kritik Olduğunu Hatırlatan Örnek
2025 yılında İspanya ve Portekiz’de yaşanan büyük elektrik kesintisi, yalnızca bölgesel bir arıza olarak değil; modern elektrik sistemlerinin kırılgan noktalarını hatırlatan önemli bir vaka olarak değerlendiriliyor. Temel sebepleri arasında şebekedeki aşırı gerilim ve buna bağlı zincirleme arızaların yer aldığı bu olay, aynı zamanda ‘yüksek yenilenebilir payına sahip sistemlerde esnekliğin ve hızlı tepki verebilen enerji depolama çözümlerinin önemini’ de yeniden gündeme taşıdı.
Batarya depolamanın sunduğu gerilim-frekans kontrolü, ani yük kayıplarına çok hızlı müdahale imkânı ve “black start” kapasitesi gibi kritik fonksiyonlar, bu tip olayların etki alanlarının daha kısıtlı tutulmasında çok önemli araçlar olarak kabul ediliyor. Türkiye’nin depolamalı üretim modeli ve önlisans mekanizması da bu çerçevede değerlendirildiğinde sistem güvenilirliğini artırmaya yönelik önleyici bir yaklaşım sunuyor.
Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi: Politika, Teknoloji ve Finansın Kesişimi
Enerji Depolama Endüstrileri Derneği (EDEDER) tarafından ikincisi düzenlenecek olan “Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi”, Türkiye’de depolama dönüşümünün hem vitrini hem de kolektif akıl üretim alanı niteliği taşıyor. Etkinlik, kamu kurumlarından yatırımcılara, teknoloji sağlayıcılarından finans kuruluşlarına kadar geniş bir paydaş kitlesini 3 Aralık’ta Ankara’da buluşturacak.
Kongrede ele alınacak başlıklar; enerji depolamanın mevzuat yapısı, şebeke planlaması, batarya teknolojilerindeki gelişmeler, yan hizmetler piyasasının dönüşümü, üretim ve tedarik zinciri dinamikleri ile finansman modelleri gibi konuları kapsıyor. Etkinliğin mottosu olan “Bölgenin Batarya Üssü: Türkiye”, oluşturulan düzenleyici destek mekanizmaları, yatırımcı ilgisi ve sektörün hızla gelişen yapısı göz önüne alındığında, gerçeğe dönüşme potansiyeli yüksek bir hedef olarak değerlendiriliyor.
Kongre aynı zamanda Türkiye’nin enerji dönüşümünde finansal araçların, uluslararası iş birliklerinin ve yeni iş modellerinin önemine dikkat çeken bir perspektif sunuyor. Bu çok boyutlu yaklaşım, depolamanın yalnızca teknik bir konu olarak değil; enerji politikası, sanayi stratejisi ve ekonomik kalkınmanın kesişim noktasında değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Türkiye’nin Konumu: Niş Bir Pazardan Bölgesel Merkeze
Türkiye, son yıllarda attığı düzenleyici adımlar ve özel sektörün dinamizmi sayesinde depolama alanında kısa sürede ciddi bir ölçek oluşturdu. Depolamalı üretim kapasitesinin gigavatlar seviyesine ulaşması, ülkeyi Avrupa’da depolama alanında en iddialı hedeflere sahip ülkeler arasına taşıyor. Bu gelişmeler, Türkiye’nin yalnızca kendi arz güvenliğini güçlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda bölgesel enerji piyasaları için bir teknoloji ve hizmet merkezi olma potansiyelini güçlendiriyor.
EDEDER’in vizyonunda da vurgulanan “Bölgenin Batarya Üssü: Türkiye” mottosu hem mevcut dönüşümü hem de önümüzdeki yıllarda ortaya çıkabilecek ekonomik ve teknolojik fırsatları yansıtan bir yön gösterici niteliği taşıyor.
-
Güneş Enerjisi4 hafta önceYüzde 60 eğimli arazide ilk güneş enerjisi santrali Adana’da
-
Yenilenebilir Enerji4 hafta önceEDSİS, ENERGY STORAGE SYSTEMS SUMMIT EUROPE 2025’TE TÜRKİYE’Yİ TEMSİL ETTİ
-
ELEKTRİK2 hafta önceEDEDER Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi’nde
-
ELEKTRİK4 hafta önceSungrow, Enerji Depolama Çözümleri ile Türkiye’de
-
ELEKTRİK4 hafta önceAksa Jeneratör, Avrupa ve Afrika’daki Yatırımlarıyla Küresel Gücünü Artırıyor
-
Güneş Enerjisi4 hafta önceEksim Enerji CEO’su Arkın Akbay:“1 GW Kurulu Güç Eşiğini Aştık”
-
Yenilenebilir Enerji4 hafta önceAksa Enerji’den 9 Ayda 10 Milyar TL FAVÖK
-
Güneş Enerjisi2 hafta önceSokak lambaları elektrik üretecek, her direk bir GES’e dönüşecek!


