Güneş, su ve rüzgar olarak sadece yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretim yapan 699 MW kapasiteli 53 enerji santraline sahip Akfen Yenilenebilir Enerji’nin 2023 yılında net kârı 4.5 milyar TL’ye ulaştı. Tüm çevresel taahhütlerini yerine getiren şirket, bununla birlikte 126,4 milyon TL’lik karbon emisyon sertifika geliri elde etti.
Akfen Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Mustafa Kemal Güngör, “Geleceğe yönelik hedeflerimiz, yenilenebilir enerji kapasitemizi daha da artırarak Türkiye’nin sürdürülebilir enerji hedeflerine katkıda bulunmak ve global enerji geçişine öncülük etmektir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin önde gelen yenilenebilir enerji şirketlerinden Akfen Yenilenebilir Enerji, 2023 yılı finansal ve operasyonel sonuçlarını duyurdu. 699 MW kurulu güce sahip 53 yenilenebilir enerji santrali ile faaliyetlerini başarıyla sürdüren Akfen Yenilenebilir Enerji’nin 2023 yılında enflasyon muhasebesi standartlarına göre hazırlanmış finansal sonuçları kapsamında toplam konsolide net satış gelirleri 4,4 milyar TL olarak gerçekleşti.
Akfen Yenilenebilir Enerji’nin net dönem kârı ise 2022 yılına göre artış göstererek 4,5 milyar TL olarak gerçekleşti. Bununla birlikte 2023 yılı, şirketin toplam varlıkları 34,6 milyar TL’ye, özkaynakları ise 20,4 milyar TL’ye ulaşarak finansal sağlamlığını ve piyasadaki güçlü konumunu pekiştirdiği bir yıl oldu.
126,4 MİLYON TL’LİK KARBON EMİSYON SERTİFİKA SATIŞ GELİRİ
Akfen Yenilenebilir Enerji ayrıca 126,4 milyon TL değerinde karbon emisyon sertifika satış geliri elde ederek çevresel sürdürülebilirlik yönünde de önemli bir başarıya imza attı.
Açıklanan finansal sonuçları değerlendiren Akfen Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Mustafa Kemal Güngör, “2023 yılı, Akfen Yenilenebilir Enerji için dönüm noktası oldu. Karlılık, sürdürülebilir büyüme ve çevresel taahhütlerimizi yerine getirme konusunda gösterdiğimiz çabalar, sektördeki lider konumumuzu pekiştirdi. Geleceğe yönelik hedeflerimiz, yenilenebilir enerji kapasitemizi daha da arttırarak Türkiye’nin sürdürülebilir enerji hedeflerine katkıda bulunmak ve global enerji geçişine öncülük etmektir” ifadelerini kullandı.
Edirne’nin Uzunköprü ilçesinde 30,4 MW kurulu gücünde Harmanlı Rüzgar Enerji Santrali (RES) ve 30,4 MWh kapasiteli Enerji Depolama Tesisi (EDT) kurulacak.
Spark Proje Enerji Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından Edirne İli, Uzunköprü İlçesi, Bıldır, Ömerbey, Sultanşah, Sipahi, Gazimehmet ve Turnacı Köyleri mevkiinde toplam 990,15 hektar alanda 30,4 MW kurulu gücünde Harmanlı Rüzgar Enerji Santrali (RES) ve 30,4 MWh kapasiteli Enerji Depolama Tesisi (EDT) kurulup işletilmesi planlanıyor. Projenin bedeli 490 milyon TL olarak hesaplanıyor.
Proje kapsamında 6 adedi 3 MW ve 2 adedi de 6,2 MW gücünde 8 adet türbin kurulacak. santral sahası içerisinde 0,16 ha alanda da 30,4 MWh kapasiteli lityum- iyon teknolojili Elektrik Depolama Tesisi kurulacak.
Santralde yılda yaklaşık 122 milyon kWh elektrik üretilmesi öngörülüyor. Üretilen elektrik Elektrik Depolama Tesisinde depolanacak. Santralin işletme süresinin ise 49 yıl olması bekleniyor.
Galata Wind 2024’ün ilk yarısına ilişkin mali verilerini açıkladı. Buna göre Galata Wind, yılın ilk altı aylık döneminde 977,4 milyon TL’lik konsolide gelir elde etti.
Taşpınar Hibrit santralinin devreye alınması şirketin operasyonel gücünün daha da pekiştirmesine katkı sağladı. Şirketin 2024 yılının ilk yarısında brüt kârı 523,6 milyon TL, FAVÖK ise 714,2 milyon TL olarak gerçekleşti.
Ayrıca, YEKDEM kapsamındaki santrallerinin gelir yaratma performansında USD/TL paritesinde meydana gelen artış sayesinde etkili oldu.
Galata Wind’in yılın ilk altı aylık dönemindeki vergi öncesi kârı yüzde 2,6 artışla 595,8 milyon TL’ye yükseldi. Ancak şirketin yılın ilk yarısındaki net kâr rakamı geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla, gerileme gösterdi. 2023 yılının ilk altı ayında 777 milyon 779 bin 704 TL olarak açıklanan Galata Wind’in net kârı bu yılın ilk yarısında yüzde 46’lık gerilemeyle 416 milyon 500 bin 846 TL seviyesine indi.
Galata Wind CEO’su Burak Kuyan “Galata Wind olarak büyüme stratejimiz ve 2025 hedeflerimiz doğrultusunda yatırımlarımızı sürdürüyoruz. 2024 yılı sonuna kadar Mersin RES ile Taşpınar Hibrit GES santralin ikinci fazının devreye girmesiyle kurulu gücümüzü artırarak 350 MW’ın üzerine taşımayı planlıyoruz” dedi.
2025’de 550 MW, 2030’da 1000 MW kurulu güce ulaşmak için çalışmalarının devam ettiğini belirten Burak Kuyan, Şirket’in 2030 yılında sektöründe global bir oyuncu olmayı hedeflediğini ifade etti.
Galata Wind, Türkiye’nin dört bir yanındaki Gold Standard ve VCS sertifikalı rüzgâr ve güneş enerjisi santralleriyle yüzde 100 yenilenebilir enerji üretiyor.
Galata Wind hisseleri, Nisan 2021’den beri Borsa İstanbul Yıldız pazarında işlem görüyor. Yıllık yaklaşık 430.000 ton karbon emisyon azaltımı sağlayan şirket, toplam 300 MW kurulu güce sahip.
Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay: “Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Karbonsuz Geleceğin Anahtarı!”
Yenilenebilir enerji sektörü; elektrikli araçlar, ısı pompaları, büyük veri merkezleri ve kuantum bilgisayarlar gibi teknolojilerin enerji ihtiyaçlarını karşılamak için büyüme hızını artırmak zorunda görünüyor. Konuya ilişkin açıklama yapan Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay, uzun süredir elektrik enerjisi üretiminin merkezinde yenilenebilir kaynaklarının olduğunu belirterek, “Günümüzde temiz ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş, tüm dünya için kritik bir hâle geldi. Yenilenebilir enerji teknolojilerini, iklim değişikliği etkilerinin geriye döndürülmesinde anahtar olarak görüyor, yatırımlarımıza Türkiye’nin her bölgesinde hız kesmedendevam ediyoruz.” dedi.
Enerji sektörü, özellikle küresel düzlemde karbonsuz elektrifikasyon ve sürdürülebilir enerji üretimi hedefleri doğrultusunda önemli adımlar atıyor. Fosil yakıtların yerini hızla yenilenebilir enerji kaynakları alırken, güneş ve rüzgar gibi doğal kaynakların verimli kullanımı, enerji üretiminde tarım alanları ve doğal yaşam alanları arasındaki dengenin korunmasını gerektiriyor. Özellikle endüstriyel süreçlerde ve ulaştırmada kullanılan yeşil hidrojen, hidrokarbonların yerine geçecek önemli bir enerji taşıyıcısı olarak öne çıkıyor. Suyun verimli kullanımı ve atmosferin korunmasıyla doğrudan ilişkili olan elektroliz teknolojileri, tarımsal su ihtiyaçları başta olmak üzere artan enerji talebinin dikkate alınarak sürdürülebilir şekilde karşılanması ve karbon salımının doğal dengeye kavuşturulmasında kritik bir rol oynuyor. Yüzde yüz yenilenebilir enerji üretimi alanında faaliyet gösteren Eksim Holding’e bağlı Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay, konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Teknoloji kullanımı çevresel etkileri minimize ediyor
Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay, yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin arttığını belirterek, elektrifikasyonun hızlanması ve iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle temiz enerjiye geçişin kritik hale geldiğini vurguladı. Akbay, “Ekstrem hava olayları enerji üretim verimliliğini etkilerken, verimli tüketimi de yeniden değerlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Ekipman dayanıklılığının artması ve tasarımların aşırı iklim olaylarına göre gözden geçirilmesi, kesintisiz üretimi sağlamak için önemli. Yenilenebilir enerji teknolojilerini enerji güvenliği ve iklim değişikliğiyle mücadelede anahtar olarak görüyor ve bu nedenle Türkiye genelinde temiz enerji yatırımlarımıza devam ediyoruz. Teknolojik gelişmelerin doğru yönetimi ve etik çerçevede kullanımı, enerji maliyetlerini kontrol etmek ve kaynakları verimli kullanmak açısından hayati önemde.” dedi
Yenilenebilir enerjide çığır açıcı teknolojiler
Yenilenebilir enerjide devrim yaratacak yeniliklere de değinen Akbay, “Hidrokarbon yakmanın bir süre daha devam etme zorunluluğu göz önünde bulundurulduğunda, güvenilir nükleer enerji teknolojileri ile enerji talebine cevap vermek, arz güvenliğini artıracak. Takip edilmesi elzem olan küçük modüler nükleer reaktörler gibi üretim kaynaklarının da hayatımıza girmesi için çalışılıyor. Aynı zamanda, güneş ve rüzgar enerjilerinden yararlanarak tüketim yerlerine yakın bölgelerde, elektrik üretecek dağıtık mikro şebekeler geliştiriliyor. Böylece hem iletim şebekesinin yükü bir miktar azaltılıyor hem de elektriğin yüksek taşıma maliyetinden tasarruf sağlanabiliyor.” dedi. Yenilenebilir enerji üretimi artıklarından hidrojen ve saf su üretiminin gerçekleştirilebilmesi konusuna da değinen Akbay, “Yüksek ısı enerjisi ihtiyacı için suyun kapalı çevrim kullanılacağı hidrojen-oksijen-su döngüsü sağlanırken, karbondioksit salımı tutularak yenilenebilir enerji desteği ile tekrar sentetik metana dönüşümü ardından saf su elde edilebiliyor. Hidrojen üretimi için yenilenebilir enerji fazlasından yararlanılması ve batarya depolama teknolojisi sayesinde elektrik enerjisine ihtiyaç duyulduğunda anlık destek sağlanarak şebeke kalitesinin korunması, çığır açan teknolojiler arasında yer alıyor.” şeklinde konuştu.
Enerjide sürdürülebilirliği, pil teknolojileri ve depolama çözümleri sağlıyor
Yenilenebilir enerji kaynaklarının düzensiz üretimi ve talebi karşılamak için sürekli olarak depolama teknolojileri geliştirildiğinin altını çizen Akbay, “Pil teknolojileri ve diğer depolama çözümleri, tüketicilere ekonomik ve güvenilir elektrik sağlamanın yanı sıra enerji sistemlerinin sürdürülebilirliğini de artıracak. Bu teknolojiler, enerji üretim tesislerinin üretim kapasitelerini ve verimliliğini optimize etmek, elektrik enerjisinin transferi ve ticareti ile sınırları aşan çözümler sunmak, arz-talep dengesini hassas bir şekilde yönetmek için önemli bir görev görüyor.” dedi.
Enerji altyapılarımıza son teknolojileri entegre ediyoruz
Elektrikli araçlar, ısı pompaları, büyük veri merkezleri ve yapay zeka algoritmalarını çalıştıracak kuantum bilgisayarlarının enerji yönetiminde önemli araçlar olduğunu belirten Akbay, “Bu teknolojilerin etik çerçevede kullanılması, enerji verimliliğini artırırken doğal kaynakları korumamıza ve zamanımızı verimli kullanmamıza olanak tanıyor. Eksim Enerji olarak, mevcut enerji altyapılarımızı gelişen teknolojilerle bütünleştirerek üretim ve tüketim verimliliğini artırmaya devam ediyoruz. Akıllı şebeke sistemleri, yapay zeka ve veri analitiği, enerji tüketim modellerini optimize ederek enerji tasarrufunu maksimize etmemizi sağlıyor. Yapay zeka ile enerji tesislerimizin projelendirme, yapım, üretim planlama ve bakım süreçlerinde kaynak-zaman yönetimini optimize ediyoruz. Böylece, enerji arz-talep dengesini doğru öngörebiliyor, tesislerimizin ömrünü uzatıyor ve kapasite kullanımını artırıyoruz.” dedi.