Connect with us

Rüzgar Enerjisi

Nordex’ten Letonya’ya ilk türbin satışı 

Estonya ve Litvanya’da yıllardır ticari faaliyet gösteren rüzgâr türbini üreticisi Nordex Group, şimdi diğer Baltık ülkesi Letonya’dan da ilk siparişini aldı. Turba çıkarma ve işleme şirketi Laflora’nın bir yan kuruluşu olan Sia Laflora Energy, Nordex’e 16 adet N175/6.X türbini sipariş etti. Taraflar arasında imzalan sözleşme, türbinlerin tedarikini, kurulumunu ve 35 yıllık bir süre için bir Premium Plus Hizmet sözleşmesini de içeriyor.

NORDEX’TEN POLONYA’YA 148 MW’LİK TÜRBİN SATIŞI

108,8 MW’lık Laflora rüzgâr santrali projesi Letonya’nın başkenti Riga’nın güneybatısında yer alıyor. Nordex Group, N175/6.X türbinlerini 179 metrelik göbek yüksekliklerine sahip hibrit kulelere kuracak ve ekipmanları şirketin mevcut soğuk iklim versiyonunda teslim edecek.

Nordex Group CSO’su Patxi Landa Baltıklara ilk N175/6.X türbinlerini sattıklarını belirterek “Kuracağımız ekipmanlar, bugüne kadar, rotor çapı ve 179 metrelik göbek yüksekliği açısından bölgedeki en büyük türbinler olacak. N175/6.X’in Letonya, Litvanya ve Estonya’daki birçok proje için mükemmel bir uyum olduğuna inanıyoruz” dedi.

Letonya rüzgâr enerjisi şirketi Windy Ltd.’nin Laflora adına geliştirdiği Laflora rüzgâr santrali, Jelgava bölgesindeki Līvbērze belediyesindeki Kaigu bataklığının eski bir turba çıkarma alanına kurulacak. Bu RES, şirketin sahip olduğu alanda Laflora’nın planlı rüzgâr parkının bir parçası olacak. Projedeki hibrit kulelerin bileşenleri Consolis Latvija’da (Consolis grup şirketi) üretilecek, bu nedenle projenin Letonya’daki rüzgâr türbini tedarik zinciri altyapısını güçlendireceği düşünülüyor.

Baltık ülkelerinin önde gelen enerji üreticilerinden biri olan devlete ait Latvenergo Grubu, projenin 2026 yazında rüzgâr enerjisi üretimine başlamasını öngörüyor. Laflora rüzgâr santralinde üretilecek yeşil enerji, Latvenergo’nun yeşil portföy stratejisine ulaşma yolundaki temel taşlardan biri olacak.

Laflora, şirketin Kaigu bataklığındaki yeşil endüstri bölgesinin geliştirilmesi için yenilenebilir enerjinin bir kısmını satın alacak. 127 hektarlık bir alanı kaplayan yeşil endüstri bölgesi, turba çıkarma ve işlemede oluşan sera gazı (GHG) emisyonlarının dengelenmesine ve şirketin iklim nötrlüğü stratejisinin 2050 yılına kadar uygulanmasına olanak tanıyacak.

LETONYALI LAFLORA KİMDİR? Nordex’ten Letonya’ya ilk türbin satışı 

Laflora, 1995 yılından beri bahçecilik, ormancılık ve tarım için girdi üreten Letonya’daki en büyük turba çıkarma ve işleme şirketlerinden biri konumunda. Şirket, çıkarma alanlarının hazırlanmasından, turba çıkarma ve yüksek katma değerli ürünlere işlenmesinden uzun vadeli arazi geliştirme veya yeniden ekime kadar tam bir turba çıkarma ve işleme döngüsü sağlıyor. Bu döngü, kalite ve karbon nötr konusundaki Avrupa Birliği yönergelerine ve düzenlemelerine, ayrıca çevresel, sosyal sorumluluğa ve iyi kurumsal yönetim uygulamalarına bağlı kalarak tüm aşamalarda sürdürülebilirliği teşvik ediyor. Laflora, yenilenebilir enerji projelerini uygulamak için, Jelgava belediyesindeki Kaigu turba bataklığında rüzgar-güneş parkı geliştiren Laflora Energy adlı bir yan kuruluşun da sahibi.

LATVENERGO GRUBU HAKKINDA 

Yenilenebilir enerji üretiminde lider ve Baltık ülkelerinde en büyük enerji tedarik hizmetleri sağlayıcılarından biri konumundaki Latvenergo Group, ana şirket Latvenergo AS’nin belirleyici etkiye sahip olduğu bir ticari şirketler grubu. Tamamen devlete ait bir şirket olan Latvenergo AS hisseleri Letonya Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı tarafından kontrol ediliyor. Latvenergo Group, dengeli ve çevre dostu bir enerji üretim portföyüne sahip. Çok güçlü bir hidroelettrik geç işi bulunan Grubun 2023 yılında ürettiği enerdjide yenilenebilir elektriğin payı yüzde 73’e ulaştı. Latvenergo Group 2030 yılına kadar Baltık ülkelerinde üretilen mevcut elektrik miktarını 2.300 MW kapasiteli güneş ve rüzgâr santralleriyle destekleyerek, rüzgârın toplam elektrik üretiminde lider kaynak haline gelmesini hedefliyor.

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Rüzgar Enerjisi

Edirne’de 30 MW’lık depolamalı RES kurulacak

Edirne’nin Uzunköprü ilçesinde 30,4 MW kurulu gücünde Harmanlı Rüzgar Enerji Santrali (RES) ve 30,4 MWh kapasiteli Enerji Depolama Tesisi (EDT) kurulacak. 

Spark Proje Enerji Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından Edirne İli, Uzunköprü İlçesi, Bıldır, Ömerbey, Sultanşah, Sipahi, Gazimehmet ve Turnacı Köyleri mevkiinde toplam 990,15 hektar alanda 30,4 MW kurulu gücünde Harmanlı Rüzgar Enerji Santrali (RES) ve 30,4 MWh kapasiteli Enerji Depolama Tesisi (EDT) kurulup işletilmesi planlanıyor. Projenin bedeli 490 milyon TL olarak hesaplanıyor.

Proje kapsamında 6 adedi 3 MW ve 2 adedi de 6,2 MW gücünde 8 adet türbin kurulacak. santral sahası içerisinde 0,16 ha alanda da 30,4 MWh kapasiteli lityum- iyon teknolojili Elektrik Depolama Tesisi kurulacak.

Santralde yılda yaklaşık 122 milyon kWh elektrik üretilmesi öngörülüyor. Üretilen elektrik Elektrik Depolama Tesisinde depolanacak. Santralin işletme süresinin ise 49 yıl olması bekleniyor.

Continue Reading

Rüzgar Enerjisi

Galata Wind’in “hız”ında gerileme

Galata Wind 2024’ün ilk yarısına ilişkin mali verilerini açıkladı. Buna göre Galata Wind, yılın ilk altı aylık döneminde 977,4 milyon TL’lik konsolide gelir elde etti.

Taşpınar Hibrit santralinin devreye alınması şirketin operasyonel gücünün daha da pekiştirmesine katkı sağladı. Şirketin 2024 yılının ilk yarısında brüt kârı 523,6 milyon TL, FAVÖK ise 714,2 milyon TL olarak gerçekleşti.

Ayrıca, YEKDEM kapsamındaki santrallerinin gelir yaratma performansında USD/TL paritesinde meydana gelen artış sayesinde etkili oldu.

Galata Wind’in yılın ilk altı aylık dönemindeki vergi öncesi kârı yüzde 2,6 artışla 595,8 milyon TL’ye yükseldi. Ancak şirketin yılın ilk yarısındaki net kâr rakamı geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla, gerileme gösterdi. 2023 yılının ilk altı ayında 777 milyon 779 bin 704 TL olarak açıklanan Galata Wind’in net kârı bburak-kuyan1.jpgu yılın ilk yarısında yüzde 46’lık gerilemeyle 416 milyon 500 bin 846 TL seviyesine indi.

Galata Wind CEO’su Burak Kuyan “Galata Wind olarak büyüme stratejimiz ve 2025 hedeflerimiz doğrultusunda yatırımlarımızı sürdürüyoruz. 2024 yılı sonuna kadar Mersin RES ile Taşpınar Hibrit GES santralin ikinci fazının devreye girmesiyle kurulu gücümüzü artırarak 350 MW’ın üzerine taşımayı planlıyoruz” dedi.

2025’de 550 MW, 2030’da 1000 MW kurulu güce ulaşmak için çalışmalarının devam ettiğini belirten Burak Kuyan, Şirket’in 2030 yılında sektöründe global bir oyuncu olmayı hedeflediğini ifade etti.

Galata Wind, Türkiye’nin dört bir yanındaki Gold Standard ve VCS sertifikalı rüzgâr ve güneş enerjisi santralleriyle yüzde 100 yenilenebilir enerji üretiyor.

Galata Wind hisseleri, Nisan 2021’den beri Borsa İstanbul Yıldız pazarında işlem görüyor. Yıllık yaklaşık 430.000 ton karbon emisyon azaltımı sağlayan şirket, toplam 300 MW kurulu güce sahip.

Continue Reading

Rüzgar Enerjisi

Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay: “Yenilenebilir Enerji Teknolojileri  Karbonsuz Geleceğin Anahtarı!”  

Yenilenebilir enerji sektörü; elektrikli araçlar, ısı pompaları, büyük veri merkezleri ve kuantum bilgisayarlar gibi teknolojilerin enerji ihtiyaçlarını karşılamak için büyüme hızını artırmak zorunda görünüyor. Konuya ilişkin açıklama yapan Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay, uzun süredir elektrik enerjisi üretiminin merkezinde yenilenebilir kaynaklarının olduğunu belirterek, “Günümüzde temiz ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş, tüm dünya için kritik bir hâle geldi. Yenilenebilir enerji teknolojilerini, iklim değişikliği etkilerinin geriye döndürülmesinde anahtar olarak görüyor, yatırımlarımıza Türkiye’nin her bölgesinde hız kesmeden devam ediyoruz.” dedi.

Enerji sektörü, özellikle küresel düzlemde karbonsuz elektrifikasyon ve sürdürülebilir enerji üretimi hedefleri doğrultusunda önemli adımlar atıyor. Fosil yakıtların yerini hızla yenilenebilir enerji kaynakları alırken, güneş ve rüzgar gibi doğal kaynakların verimli kullanımı, enerji üretiminde tarım alanları ve doğal yaşam alanları arasındaki dengenin korunmasını gerektiriyor. Özellikle endüstriyel süreçlerde ve ulaştırmada kullanılan yeşil hidrojen, hidrokarbonların yerine geçecek önemli bir enerji taşıyıcısı olarak öne çıkıyor. Suyun verimli kullanımı ve atmosferin korunmasıyla doğrudan ilişkili olan elektroliz teknolojileri, tarımsal su ihtiyaçları başta olmak üzere artan enerji talebinin dikkate alınarak sürdürülebilir şekilde karşılanması ve karbon salımının doğal dengeye kavuşturulmasında kritik bir rol oynuyor. Yüzde yüz yenilenebilir enerji üretimi alanında faaliyet gösteren Eksim Holding’e bağlı Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay, konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Teknoloji kullanımı çevresel etkileri minimize ediyor

Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay, yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin arttığını belirterek, elektrifikasyonun hızlanması ve iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle temiz enerjiye geçişin kritik hale geldiğini vurguladı. Akbay, “Ekstrem hava olayları enerji üretim verimliliğini etkilerken, verimli tüketimi de yeniden değerlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Ekipman dayanıklılığının artması ve tasarımların aşırı iklim olaylarına göre gözden geçirilmesi, kesintisiz üretimi sağlamak için önemli. Yenilenebilir enerji teknolojilerini enerji güvenliği ve iklim değişikliğiyle mücadelede anahtar olarak görüyor ve bu nedenle Türkiye genelinde temiz enerji yatırımlarımıza devam ediyoruz. Teknolojik gelişmelerin doğru yönetimi ve etik çerçevede kullanımı, enerji maliyetlerini kontrol etmek ve kaynakları verimli kullanmak açısından hayati önemde.” dedi

 

Yenilenebilir enerjide çığır açıcı teknolojiler

Yenilenebilir enerjide devrim yaratacak yeniliklere de değinen Akbay, “Hidrokarbon yakmanın bir süre daha devam etme zorunluluğu göz önünde bulundurulduğunda, güvenilir nükleer enerji teknolojileri ile enerji talebine cevap vermek, arz güvenliğini artıracak. Takip edilmesi elzem olan küçük modüler nükleer reaktörler gibi üretim kaynaklarının da hayatımıza girmesi için çalışılıyor. Aynı zamanda, güneş ve rüzgar enerjilerinden yararlanarak tüketim yerlerine yakın bölgelerde, elektrik üretecek dağıtık mikro şebekeler geliştiriliyor. Böylece hem iletim şebekesinin yükü bir miktar azaltılıyor hem de elektriğin yüksek taşıma maliyetinden tasarruf sağlanabiliyor.” dedi.  Yenilenebilir enerji üretimi artıklarından hidrojen ve saf su üretiminin gerçekleştirilebilmesi konusuna da değinen Akbay,  “Yüksek ısı enerjisi ihtiyacı için suyun kapalı çevrim kullanılacağı hidrojen-oksijen-su döngüsü sağlanırken, karbondioksit salımı tutularak yenilenebilir enerji desteği ile tekrar sentetik metana dönüşümü ardından saf su elde edilebiliyor. Hidrojen üretimi için yenilenebilir enerji fazlasından yararlanılması ve batarya depolama teknolojisi sayesinde elektrik enerjisine ihtiyaç duyulduğunda anlık destek sağlanarak şebeke kalitesinin korunması, çığır açan teknolojiler arasında yer alıyor.” şeklinde konuştu.

Enerjide sürdürülebilirliği, pil teknolojileri ve depolama çözümleri sağlıyor

Yenilenebilir enerji kaynaklarının düzensiz üretimi ve talebi karşılamak için sürekli olarak depolama teknolojileri geliştirildiğinin altını çizen Akbay,        “Pil teknolojileri ve diğer depolama çözümleri, tüketicilere ekonomik ve güvenilir elektrik sağlamanın yanı sıra enerji sistemlerinin sürdürülebilirliğini de artıracak. Bu teknolojiler, enerji üretim tesislerinin üretim kapasitelerini ve verimliliğini optimize etmek, elektrik enerjisinin transferi ve ticareti ile sınırları aşan çözümler sunmak, arz-talep dengesini hassas bir şekilde yönetmek için önemli bir görev görüyor.” dedi.

Enerji altyapılarımıza son teknolojileri entegre ediyoruz

Elektrikli araçlar, ısı pompaları, büyük veri merkezleri ve yapay zeka algoritmalarını çalıştıracak kuantum bilgisayarlarının enerji yönetiminde önemli araçlar olduğunu belirten Akbay, “Bu teknolojilerin etik çerçevede kullanılması, enerji verimliliğini artırırken doğal kaynakları korumamıza ve zamanımızı verimli kullanmamıza olanak tanıyor. Eksim Enerji olarak, mevcut enerji altyapılarımızı gelişen teknolojilerle bütünleştirerek üretim ve tüketim verimliliğini artırmaya devam ediyoruz. Akıllı şebeke sistemleri, yapay zeka ve veri analitiği, enerji tüketim modellerini optimize ederek enerji tasarrufunu maksimize etmemizi sağlıyor. Yapay zeka ile enerji tesislerimizin projelendirme, yapım, üretim planlama ve bakım süreçlerinde kaynak-zaman yönetimini optimize ediyoruz. Böylece, enerji arz-talep dengesini doğru öngörebiliyor, tesislerimizin ömrünü uzatıyor ve kapasite kullanımını artırıyoruz.” dedi.

 

Continue Reading

En Çok Okunanlar